Kaderimizi Alnımızdaki Yazılar Değil Hayallerimiz Belirler

Fotoğrafta İkimiz

Sebahattin Demiray

Fotoğrafta İkimiz Posts

You can find Fotoğrafta İkimiz books, Fotoğrafta İkimiz quotes and quotes, Fotoğrafta İkimiz authors, Fotoğrafta İkimiz reviews and reviews on 1000Kitap.
Kim geri verecek bize o zamanı? Alın hadi, yeni baştan yaşayın, diye kim elimize tutuşturup ödeyecek bize o kaybettiğimiz ayları, günleri?
Sayfa 503
Kaderimizi alnımızdaki yazılar değil, hayallerimiz belirler. O hayallerimizden sıçrayan küçük bir kıvılcım da bizi ve etrafımızdaki herkesi yakıp tutuşturmaya yeter.
Sayfa 165
Reklam
Defalarca seher vakitlerinde uyanıp usul usul kıpırdayan perdenin aralığından pencereye bakıp gecenin yavaş yavaş ağardığına şahit olurken söyle bakalım kim vardı aklında?
Zaman denilen bilinmez şey bütün sayfalarıyla elimizde olan bir roman değil ki, sonraki sayfaları karıştırıp neler olacağını önceden bilelim..
Belki bir mucize olur, sen de beni seversin diye bekledim. Çünkü senin beni sevmeni beklemekten başka elimden gelen bir şey yoktu. Sanki sen beni sevsen ben bu yeryüzünün kralı olacaktım. Sen eğer beni seversen hemen uzayıp boyumun beş metre falan olacağını sanıyordum. Bir gün bu şehrin bir caddesinin üzerinde, saçımıza başımıza kar taneleri savrulup dururken sen de beni sevdiğini söyledin, fakat benim boyum daha bir milim uzamadan, benim için yapılan taç ustaların elinde şekillenmeden sen bu söylediklerinin hepsini unutuverdin. Benim için yapılan taç o andan itibaren birden bire tenekeye dönüşüverdiğini ben gözlerimle gördüm Heval biliyor musun?
Gönül meselelerine akıl sır ermeyeceğini herkes eninde sonunda öğrenir. Böyle durumlarda aklıyla hareket edenler de en az kalbinin sesini dinleyenler kadar yanılır
Reklam
Koşup seğirtmem, zira zalimin zulmü varsa sevenin de biraz onuru var değil mi? Söyle bakalım sen geldiğin halde beni arayıp sormuyorsan ben niye koşacakmışım egzoz dumanın peşinden? Zaten ben o vakitler Zahireci Kâmil'in dükkanında bira yuvarlamak yerine bu memleketin temeline dinamit koymaya çalışan senin gibi komünistlerin çanına ot tıkamak için hazırlık yapıyordum. Duvarlardaki tarihi kahramanlık resimlerine bakıp bakıp, "Tanrı Türk'ü korusun, Tanrı Türk'ü korusun," diye mırıldanıp dururken bir yandan da Ülkü Ocağı'nın penceresinden kasabanın meydanına bakıp elimdeki şişeden buz gibi Cincibir marka gazoz içiyor olmalıyım.
592 syf.
·
Not rated
Heval ve Enis`in hikâyesi devam ediyor. Ya da bu iki eski sevgilinin yıllar önce yarım kalan o masum o çocuksu aşkları 1980 ihtilalinin hemen öncesinde, anarşinin tam da orta yerinde, İstanbul Üniversitesi`nde yeniden başlıyor. Enis yıllar önce izini kaybettiği Heval`i bir gün üniversitenin yemekhanesinde görür ve peşine takılır. Şehri boydan boya kat ettiği ve evlerinin kapısına kadar süren bu takip sırasında Enis, Heval`in solcuların arasına karıştığını öğrenir. Eski sevgilisinin izini bulmanın keyfini yaşarken beklenmedik bir şey olur ve evlerinin sokağında Heval`in babasıyla karşılaşır. Bu rastlantı sonrasında nasıl yakınlaşıp, konuşacağını bilmediği çocukluk aşkının evine babasının ısrarıyla misafir olur. Hiç hesapta olmayan bu ziyaret sırasında Heval`in bir sevdiği olduğundan şüphelense de onu tekrar kaybetmemek için elinden geleni yapacağına dair kendisine söz verir. Fakat gönül meselelerinde aklıyla hareket edenlerin de en az kalbinin sesini dinleyenler kadar yanıldığını öğrenmesi için Enis`in zamana ihtiyacı vardır. Aynı günün gecesinde sarhoş olarak gittiği, ülkücü öğrencilerin kaldığı evde hoş karşılanmaz ve en kısa zamanda kendisine kalacak bir yer bulması söylenir. Yokluğun, kıtlığın bol olduğu o karaborsa devrinde, ülke usul usul Eylül ihtilaline yaklaşırken, karlar altındaki `anarşinin baş şehri İstanbul`da` Enis için artık yeni bir hayat başlamıştır.
Fotoğrafta İkimiz
Fotoğrafta İkimizSebahattin Demiray · Epsilon Yayınları · 201318 okunma
“Belki bir mucize olur, sen de beni seversin diye bekledim. Çünkü senin beni sevmeni beklemekten başka elimden gelen bir şey yoktu. Sanki sen beni sevsen ben bu yeryüzünün kralı olacaktım. Sen eğer beni seversen hemen uzayıp boyumun beş metre falan olacağını sanıyordum. Bir gün bu şehrin bir caddesinin üzerinde, saçımıza başımıza kar taneleri savrulup dururken sen de beni sevdiğini söyledin, fakat benim boyum daha bir milim uzamadan, benim için yapılan taç ustaların elinde şekillenmeden sen bu söylediklerinin hepsini unutuverdin. Benim için yapılan taç o andan itibaren birden bire tenekeye dönüşüverdiğini ben gözlerimle gördüm Heval biliyor musun?”
Sayfa 567Kitabı okudu
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.