Victor Frankenstein, doğa bilimlerine çok düşkün, simya ve hayat iksiri konularına düşkün biri. Annesinin ölümünden sonra, eğitimi için başka bir ülkeye gider ve kendini doğa bilimlerine adar.
Yıllar süren uğraşlar sonunda, kendinin bile iğrendiği bir yaratık yaratır (Yaratığa bir isim verilmiyor. Bilinenin aksine Frankenstein yaratığın adı, yaratıcının adı.)
Yaratıcısının bile katlanamadığı, masumane hislerle kabul, sevgi ve bağlılık arayan bu yaratık, insanlar tarafından sürekli dışlanır, hor görülür hatta taşlanır ve silahla vurulur. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde de ilk sıralarda gelmez mi sevilme arzumuz?
Yaratıcısı tarafından terk edilen bu yaratığın kendine bir 'gönüldeş' bulma arayışı, sürekli insanların adaletsizliği ile karşılaşması, Yaratıcısının onu yapayalnız bırakması sonucu, yüreği intikam hissiyle dolar...(devamı kitapta)
Dipnot: Mary Shelley bu romanı yazdığında 20 yaşında bile değilmiş.
Kesinlikle okuyun.