Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Frankfurt Dersleri

Ingeborg Bachmann

Frankfurt Dersleri Gönderileri

Frankfurt Dersleri kitaplarını, Frankfurt Dersleri sözleri ve alıntılarını, Frankfurt Dersleri yazarlarını, Frankfurt Dersleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama neden 2000 yıl ön­ceki İskenderiye kitaplığı yangınından söz ediyoruz hâlâ, geçen süre içerisinde evlerimizle şehirlerimiz çok sık yanmamış gibi? Evet, bunca sadakatsizlik ara­sında sadakatle o yangını düşünüyoruz.
Reklam
Savunmasız bir ben! Çünkü nedir ki ben, ne olabi­lir? - Konumu ve yörüngesi henüz belirlenemeyen çekirdeğinin oluşumu henüz bilinemeyen bir geze­gen. Şu olabilir: aynı anda bir hiç gibi görünürken milyarlarca ufak parçadan oluşuyordur belki, arı bir biçimin özleşmesi, düşlenmiş bir özdek gibi bir şey­ler, yine düşlenmiş bir kimliğin isimlendirilmesi, çö­zülmesi güç bir giz yazıdır belki.
Yıldızın biri ışıldıyor hâlâ Hiç, hiçbir şey yok yitirilen.
* Tutanaklara göre Bachmann'ın konuşmasının bu bölü­münde hangi şiiri okuduğu bulunamamış.Kitabı okudu
Şiire gelince, o da insanların uykusunu dağıtabilmek için bilgi kadar yakıcı, özlem kadar da acı olmak zo­runda. Uyuyoruz çünkü, kendimizi ve dünyamızı al­gılamak zorunda kalmanın verdiği korkuyla, birer uykucu kesilmişiz hepimiz.
Peki ya değiştirmek isteyen yazarın özgürlüğü? Ya­ pabilecekleri ve yapamayacakları? Bu da bir soru. Gerçekte bir dramı yaşar sanatçı; ama bu dram, an­cak çağımızda tüm çıplaklığıyla serilmiştir gözler önüne. Sanatçı, insanoğlunun ve dünyanın mutsuzlu­ğunu bir bütün olarak göz önünde tuttuğundan, san­ki bu mutsuzluğu onaylar ve istenen etkiyi yarata­maz bir görünümdedir. Bakışını mutsuzluğun bütü­nüne yönelttiğinden, değiştirilebilecek olanı da de­ğiştirmemek onun hakkıdır sanki.
Reklam
Nedir anlatmak istediğimiz değişim sözcüğüyle ve neden sanatın aracılığıyla değişimi amaçlıyoruz? Çünkü bir şeyi amaçladığımız kesin sanatla!
En iyi koşullar altında, yazarın başarabileceği iki şey vardır: Birincisi ken­di çağını temsil etmek, ikincisi de zamanı henüz gel­memiş bir şeylerin temsilcisi olmak.
Artık bizim için bir ölçüt olamayacağından, klasik çağın ya da bir başka dönemin düşünce dünyasına sımsıkı sarılmamız, aklımızın kenarından bile geç­meyecektir; gerçekliğimiz de, savaşımlarımız da es­kisinden çok değişiktir çünkü. Geçmişin malı olmuş tek tek düşünceler, onları birer tanık diye çağırdığı­mızda, ne denli ışık saçarak gelirlerse gelsinler, çağ­rımızın temel amacı, onları bugünkü düşüncelerimi­ze birer destek yapmaktır, o kadar.
Ne denli çaba gösterirse göstersin, yazar her zaman gerçeğe borçlu kalan kişi değil midir?
Reklam
Bu dünyada, insanların önünde ki­min için neyi anlatacaktır yazar?
Bizim kuşağımız, önce bağımlı yazın ile, sanat sanat içindir anlayışı arasındaki savaşın yeniden canlanışını yaşadı; söz konusu savaş, bu kez Alman­ya'daki politik yıkımın ve buna bağlı olarak komşu ülkelerin uğradığı yıkımların, gelecekteki yeni yı­kımların sezgileriyle de beslenmekte olan dolaysız bir sonucuydu.
İnsan daha bir şey öğ­renmeden, uzmanca bilgiden yoksunken, bu alanda yardım aramak yürekliliğini göstermeli miydi? Can simitleri hazırlanmıştır sözü edilen alanda: Duyum­ sayıcı yorum, tarihselcilik, biçimcilik, toplumsal ger­çekçilik. Kimseye zarar vermeksizin kurtulmayı kim istemez ki bu durumda? Öte yandan ruhbilim, ruh­ çözümleme, varoluşçuluk felsefesi ve toplumbilim de yardıma koşuyor; onların da var yazından sora­cakları. Her yerde, her zaman rastlanan ve kaldı­rıldıklannda, altlarında her zaman bir şeyler bulu­nabilen bakış açıları, çıkış noktaları, afişler ve dü­şünce tarihine ilişkin bir takım ipuçları.
Günce'lere dair;
Her neyse, yeterince aydınlatılıyorsunuz. Dahası, gerçekte giz olmayan gizler de açıklanıyor size.
Sayın konuklar, Öyle sanıyorum ki, sizi bu salona getiren merak ve ilgi yabancım değil. Bu merak ve ilgi, bizi uğraştı­ran şeyler, yani salt varoluşları ile bize yetmesi ge­reken konulara ilişkin yargılar, görüşler ve tartış­malar üzerine bir şeyler öğrenme isteğinden kay­naklanmakta. Yetersiz kalmaya yargılı bir şeyler, başka deyişle; çünkü yapıtlar üzerine söylenenlerin tümü yapıtların kendilerinin yanında yetersiz ve za­yıf kalır.
162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.