Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850

Karl Marx

Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850 Gönderileri

Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850 kitaplarını, Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850 sözleri ve alıntılarını, Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850 yazarlarını, Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Proletarya, kendi mezarlarını burjuva cumhuriyetinin doğum yerleri haline getirdiği anda, burjuva cumhuriyeti­ni, amacının sermayenin egemenliğini ve emeğin köleliği­ni ölümsüzleştirmek olduğunu açıkça ilan eden bir devlet olarak, saf biçimiyle ortaya çıkmak zorunda bıraktı.
Sayfa 78 - I. BölümKitabı okuyor
Paris proletaryası Haziran ayaklanmasına burjuvazi ta­rafından zorlanmıştı. Hakkındaki hüküm daha o anda ve­rilmişti. Ne açıkça ilan edilmiş acil gereksinimleri proletar­yanın burjuvaziyi zorla devirmek için mücadele etmek iste­mesine yol açıyordu ne de proletarya bu görevin üstesinden gelebilirdi.
Sayfa 78 - I. BölümKitabı okuyor
Reklam
Proletaryanın ayaklanması, burjuva üretiminin ve düzeninin ortadan kaldırılması demek olduğundan, burjuva kredi sisteminin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Devletin mali itibarı ile özel sektör kredileri, bir devrimin yoğunluğunu ölçmeye yarayan iktisadi termometredir. Ne kadar azalırlarsa, devrimin ateşi ve doğurganlığı o kadar yükselir.
Sayfa 63 - I. BölümKitabı okuyor
Proletarya, Geçici Hükümete ve Geçici Hükümet aracı­lığıyla tüm Fransa'ya cumhuriyeti zorla kabul ettirerek bir­denbire bağımsız bir parti olarak ön plana çıkmış, ama aynı zamanda tüm burjuva Fransa'sına meydan okumuştu. Ele ge­çirdiği şey, kendi devrimci kurtuluşu için mücadele edeceği alandı; hiçbir şekilde, bu kurtuluşun kendisi değil.
Sayfa 56 - I. BölümKitabı okuyor
Mali aristokrasi, zevkleriyle olduğu gibi kazanç sağlama tar­zıyla da, lumpen proletaryanın burjuva toplumunun dorukla­rındaki yeniden doğumundan başka bir şey değildir.
Sayfa 51 - I. BölümKitabı okuyor
Devletin mali itibarı ile özel sektör kredileri, bir devrimin yoğunluğunu ölçmeye yarayan iktisadi termometrelerdir. Ne kadar azalırlarsa, devrimin ateşi ve doğurganlığı o kadar yükselir.
Sayfa 63 - Yordam Kitap, Çev. Erkin Özalp, Birinci Basım, Ekim 2016Kitabı okudu
Reklam
Sanayi proletaryasının gelişimi, genel olarak, sanayi burjuvazisinin gelişimine bağlıdır. Sanayi proletaryası, ancak sanayi burjuvazisinin egemenliği altında, devrimini ulusal bir devrim düzeyine yükseltebilecek olan geniş bir ulusal varlık kazanır ve her biri kendi devrimci kurtuluşunun araçları haline gelen modern üretim araçlarını yaratır. Yalnızca sanayi burjuvazisinin egemenliği, feodal toplumun maddi köklerini kopararak, üzerinde bir proletarya devriminin gerçekleştirilebileceği tek zemini düzler. (…) Sanayi burjuvazisi, ancak modern sanayinin tüm mülkiyet ilişkilerini kendisine göre biçimlendirdiği yerde egemen olabilir ve sanayi de bu gücü ancak dünya pazarını fethettiğinde kazanabilir, çünkü ulusal pazarlar onun gelişmesi için yeterli değildir.
Sayfa 59 - Yordam Kitap, Çev. Erkin Özalp, Birinci Basım, Ekim 2016Kitabı okudu
Okur egemen güçlerin bizi neden ille de tüfeğin ateşlendiği ve kılıcın kestiği yere götürmek istediğini artık anlıyor mu? Böyle yapmamız durumunda yenileceğimizi önceden bilirken, hemen sokağa dökülmediğimiz için bugün neden korkaklıkla suçlandığımızı? Bir kere de topların önüne atılarak harcanan asker rolünü oynamamız için neden durmadan yalvarıp yakardıklarını? (…) Baskınların, bilinçsiz yığınların başındaki bilinçli azınlıkların gerçekleştirdiği devrimlerin dönemi kapandı. Toplumsal örgütlenmenin eksiksiz bir dönüşümü söz konusu olduğunda, yığınların da buna doğrudan doğruya katılması; neyin hedeflendiğini, neyi canla başla savunacaklarını öncesinde kavramış olmaları zorunludur.
Sayfa 34 - Yordam Kitap, Çev. Erkin Özalp, Kitabın 1895 tarihli Almanca baskısına Friedrich Engels tarafından yazılan giriş bölümünden.Kitabı okudu
Fransa gibi, ulusal üretim hacminin ulusal borç miktarıyla karşılaştırıldığında aşırı derecede küçük kaldığı; devlet kaynaklı rantların en önemli spekülasyon konusu ve borsanın, kendisini üretken olmayan bir biçimde değerlendirmek isteyen sermayenin temel yatırım pazarı olduğu bir ülkede, tüm burjuva ya da yarı burjuva sınıflardan sayısız insanın, devlet borçlarında, borsa oyunlarında ve finans sektöründe pay sahibi olması zorunludur.
döneme kendine özgü tonunu ve renklerini veren şeyler, kralcı düşüncelerin kaba bir utanmazlıkla dile getirilmesidir, cumhuriyete aşağılayı­cı bir nezaketle hakaret edilmesidir, aşüftelere özgü bir ah￾laksızlıkla restorasyon niyetleri hakkında gevezeliklerin yapılmasıdır, kısacası cumhuriyetçi görgü kurallarının arsızca çiğnenmesidir.
Reklam
Ulusal Meclisin Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarındaki yasama faaliyetlerinin tümü, sıkıyönetim ilan etme yetkisini hükümete veren, basının ağzını daha sıkı bir şekilde kapatan ve örgütlenme hakkını yok eden baskı yasalarının çıkarılmasına yönelikti.
Yeni bir basın yasası, yeni bir örgütlenme yasası, yeni bir sıkıyönetim yasası, Paris hapishanelerinin dolup taşması, siyasi mültecilerin kovulması, National'in sınırlarının ötesine geçen tüm gazetelerin yayınlarının durdurulması, Lyon ile çvvresindeki beş ilin askeri despotizmin vahşi eziyetlerine terk edilmesi, her an her yerde hazır bulunan mahkemeler, zaten çok sık temizliğe konu olan memurlar ordusunun birkez daha temizlenmesi... Tüm bunlar, zafer kazanan gericiliğin kaçınılmaz ve sürekli yeniden başvurulan sıradan uy￾gulamalarıydı;
Paris, cumhurbaşkanını, bakanları ve Ulusal Meclisin çoğunluğunu "zanlı durumuna" sokmuştu, onlar da Paris'i "sıkıyönetim" altına soktu.
Montagne, Kurucu Meclisteki onca deneyime rağmen, anayasayı yorumlamanın onu yapmış olanlara değil, yalnızca onu kabul edenlere düştüğünü; anayasa metninin, yaşayabilir anlamıyla yorumlanmak zorunda olduğunu ve bu metnin biricik yaşayabilir anlamının da burjuva anlamı olduğunu; din adamı nasıl İncil'in güvenilir çevirmeniyse ve yargıç nasıl yasanın güvenilir çevirmeniyse, Bonaparte ile Ulusal Meclisin kralcı çoğunluğunun da anayasanın güvenilir çevirmenleri olduğunu hala kavramamış mıydı?
Köylülerin ve taşra illeririnin anlamlı bir bölümü devrimcileşmişti. Napoleon'dan umduklarını bulamamış olmalarının ötesinde, kızıl parti onlara, ismin yerine içeriği, hayali vergi muafiyetinin yerine Meşruiyetçilere ödenmiş olan milyarın geri ödenmesini, ipoteklerin düzene bağlanmasını ve tefeciliğin kaldırılmasını vaat ediyordu.
225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.