Stefan Zweig' i her okuduğumda yüreğime çöken şu melun his beni esir alıyor. İkinci Dünya Savaşı'nın tam ortasında kitaplarını, evini, arkadaşlarını ve ülkesini terk etmek zorunda kalması tüm yaşamını derinden etkiliyor. Sevgilisine gönderdiği bu mektupların birinde evlendiğini haber vermesi ise apayrı bir hüzün yaratıyor okuyucuda. Yine de irtibatı koparmayip içini kolayca dökebiliyor Friderike'ye. Bu hayata artık katlanmayacağını, intihar etme düşüncesinin zihninde olgunlaştığıni ve bunu gerçekleştirecek cesareti kendinde buldugunu yazacak kadar yakın hissediyor. Acılarla dolu yaşamina kendi son veriyor. İyi ki geçtin bu dünyadan Stefan!