Bu “fagging” sistemi uzun zamandan beri bütün okullarda
popüler olan futbola da yansımış, hatta futbolun önemini pekiştirmişti, çünkü “şeflerin” etkisini iyice artırıyordu. Hiçbir öğretmenin denetlemediği bu “şefler”, çaylak öğrencilere eziyet edebilmek için iktidarlarını futbolda da kötüye kullanıyordu. Maçlarda genellikle yalnızca kıdemli öğrenciler forvette oynayabiliyordu ve kaleyi savunmak zorunda olan çaylaklar, acımasızca yere serilir, ezilir ve tekmelenirdi. Hücum oyuncularının ayakkabıları demir pençeli olduğu için tekmeler de daha bir feci olurdu. Westminsterli eski bir öğrenci anılarında şöyle yazar:
Topla birlikte koştuğunuz sırada rakibiniz size çelme takar, bacağınızı tekmeler, omuz atar, sizi yere serer ve üzerinize çullamrdı. Gerçekten de, topu ele geçirmek uğruna -cinayet dışında- yapmayacağı şey yoktur.