Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Ali'nin Hilafet Hakkı Meselesi

Gadir-i Hum Olayı

Adnan Demircan

En Eski Gadir-i Hum Olayı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Gadir-i Hum Olayı sözleri ve alıntılarını, en eski Gadir-i Hum Olayı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Peygamber'in getirdiği din, Arap toplumunun temel sosyal ve siyasî yapısını değiştirmişti. Daha önce kabileler çerçevesinde yapılanmış olan bu toplum, şimdi din eksenli bir yapıya kavuşturulmuştu.
Reklam
Hz. Ali'nin, Hz. Ebû Bekr'in halifeliğe getirilmesinden sonra da muhalefetini kısa bir süre daha sürdürmesi, herhalde halifenin Haşimiğullarına danışarak seçilme isteğinin karşılanmamasından kaynaklanan kırgınlığın bir neticesidir.
"Hilafet veya imamet hakkı" meselesi daha ilk asırdan itibaren önemli bir mesele olarak mezhepler arasında tartışmalara sebep olmuş tur. Özet olarak söylemek gerekirse, Ehl-i Sünnet, Hz. Peygamber'in hilâfeti belirli bir kişi ya da aileye tahsis etmediğine inanmakta, ancak bu hakkın Kureyş'e ait olduğunu savunmaktadır. Ehl-i Sünnet'in bu husustaki delillerinden birisi "İmamlar Kureyş'tendir." hadisidir.
Hâriciler, hilâfetin bütün Müslümanların hakkı olduğunu savunurlarken, Şiiler imametin Hz. Ali'ye ve ondan sonra soyundan gelenlere ait olduğunu kabul ederler.
Şia' ya göre Hz. Peygamber, vefatından önce bazı açık ve kapalı işaretlerle Hz. Ali'nin hilâfetini Müslümanlara bildirmiş; ancak Resûlullah'ın (s) vefatından sonra Müslümanlar Hz. Ali'ye haksızlık ederek hilâfeti Hz. Ebu Bekr'e vermişlerdir.
Reklam
Hz. Ali'nin ve diğer imamların liderliğini kabul etmek Allah'ı ve Resûlü'nü bilmenin, tanımanın bir parçası olarak kabul edilmiştir. Şii literatürde, buna mesnet oluşturan birçok rivayet mevcuttur.
İbn Haldûn da Şiîler'le Sünniler'in hadisteki mevlâ tabiri üzerinde ihtilaf ettiklerini ve Şia'nın bu kelimeyi “veli" manasına alarak Ali'nin bütün Müslümanların velîsi olduğunu söylediklerini ifade etmektedir.
Hz. Ali'nin torunu Hasan el-Müsenna'ya, "Hz. Peygamber, 'Ben kimin mevlâsıysam Ali de onun mevlâsıdır.' dedi mi?" diye sorulmuş; Hasan, "Evet! Fakat vallahi, Resûlullah bununla emirliği ve sultanlığı kastetmemiştir. O, bunu kastetmiş olsaydı daha açık bir şekilde söylerdi.
Müfessir Âlûsî, Şîa'nın "mevlâ" kelimesini "tasarrufta evlâ" anlamında delil olarak ileri sürdüğünü söylemekte ve Arap dili bilginlerinin, "mef'al" kalıbının "ef'al" anlamında kullanılamayacağını ifade ettiklerini belirtmektedir.
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.