Geç Roma İmparatorluğu Tarihi Quotes
You can find Geç Roma İmparatorluğu Tarihi quotes, Geç Roma İmparatorluğu Tarihi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Gaspın, iç savaşın ve 350'li yılların imparatorluğunu karakterize eden hanedan içi cinayetlerin esas sonucu, daha büyük bir güvensizliğe yol açmasıydı. Zosimus üçüncü kitabının başında durumu doğru olarak özetlemektedir:
Constantius, Roma İmparatorluğu'nun barbar akınlarıyla parçalandığını her yerde görüyordu. Franklar, Alamanni ve Saksonlar şimdiye kadar Ren üzerindeki kırk şehri ele geçirmişler ve sakinlerinden sayısız insanı ve hesapsız ganimeti alıp götürerek bu kentleri harabeye çevirmişlerdi; Quadlar ve Sarmatlar, Pannonia ve Yukarı Moesia'yı çok küstahça istila ettiler ve önceleri Caesar Gallus'un saldıracağı korkusuyla pasif durumda bulunan Sasaniler ise sürekli olarak doğuyu taciz ediyorlardı. (Zosimus, 3.1, çev. Ridley).
Doğuda en enerjik Hıristiyan karşıtı politika, yeni imparator Maximinus tarafından izlendi. Bu imparatorun politikaları (abartılmış olmasına karşın) Eusebius tarafından yakinen gözlemlenmiş olmalıdır. Eusebius, Maximinus'un 306-308 yılları arasında ikamet ettiği Caesarea'nın yerlisiydi. Galerius'un 311 yılında ölümünden sonra, Maximinus, kovuşturmanın bütün şiddetiyle devam ettirilmesi için kendisine dilekçe göndermeleri hususunda imparatorluğun doğu yarısının halklarını ikna etmeyi başardı. Bunlara karşılık olarak, geleneksel tanrıların güçlerini ve dünya meseleleri üzerindeki etkilerini yeniden ileri süren bir pagan inanç doktrini ortaya koydu:
Yeryüzünün verimliliğinden, barışın korunmasından ve kötü düşmanların yenilgiye uğratılmasından, denizdeki fırtınaları durdurmak- tan, boralardan ve depremlerden ki bu felaketler sadece Hıristiyanların cahilce ve yararsız inançlarının utanç verici uygulamaları tüm dünyayı etkilemeye başladığı için meydana geliyordu- hamiyetperver tanrılar sayesinde kurtulduğumuzu görmemek için kim bu kadar anlayışsız olabilir?
Hunlar sadece V. yüzyılın ikinci çeyreğinde Roma için daimi tehdit olarak ortaya çıktılar. Bu zamana kadar, atlı yağmacı göçebe grupları, sağlam bir siyasi güce dönüştüren Hunlar, liderlerinin kontrolünde modern Macaristan'ın doğusunda daimi olarak yerleşmişlerdi.
Sayfa 125Kitabı yarım bıraktı
Yazıtlar, övgü metinlerinin ahlaki dilinin taşa işlenmiş formülüne odaklanmaktadır. Dindarlığa, cesarete, adalete ve imparatorların uyumuna yapılan adaklardan başka, imparatorluk kararnameleri, ahlakını düzelten ve propagandacı bir retorikle çerçevelenmiştir. Meşhur fiyat kararnamesinin anlaşılması zor, fakat tumturaklı giriş cümlesi, buna iyi bir örnek sunmaktadır:
Kamu onuru, Romalı asaleti ve Romalı heybeti, devletimizin iyi talihinin güvenilir bir şekilde yönetilmesini ve layıkıyla çekidüzen verilmesini gerektirir. Başarılı savaşlarımızı hatırlarken, sadece ölümsüz tanrıları değil, devleti de tebrik etmeliyiz. Gayretlerimizle akıttığımız çok ter sayesinde, derin bir sükûnet içinde yatan ve barışın faydalarından nasiplenen dünya artık huzurlu bir durumdadır. Böylece, barbar milletler tarafından önceleri uğradığımız kudurmuş yağmaları, o halkları tanrıların müşfik lütfuyla bizzat bozguna uğratmak suretiyle bastıran biz, her zaman adaletin zorunlu savunmasıyla tesis edilen huzuru güçlendirdik (ILS 642).
Tetrarşi döneminin bir diğer köklü yeniliği, imparatorların yayınladığı bütün kararnamelerin dilinin, batı eyaletlerinde olduğu gibi, doğu eyaletlerinde de Latince olmasıydı. Askeri giderleri kontrol altında tutma aracı olarak, malların ve hizmetlerin tavan fiyatlarını ayarlayan meşhur kararname, bilhassa doğu eyaletlerinde dikilen kopyalarından bilinmektedir, fakat her bir yazıtta metin, yerel halkın çok azının anlayabileceği bir dil olan Latince olarak kazınmıştır. Hıristiyanlara karşı alınan önlemleri yetkilendiren fermanların dili de Latinceydi.
Diocletianus'un tahta yükseliş süreci olan 283 ve 285 yılları arasın daki olaylar, gizli ve açık cinayetler, adli süreçlerin manipülasyonu ve iç savaş şeklinde aşırı siyasi şiddet kullanımıyla tanımlanmaktadır. Bu iktidar mücadelelerinde kazananlar herşeyi ele geçirdi, kaybedenlerin gelecekte yeni sorunlara yol açmamaları için yaşamalarına dahi müsaade edilmedi.