Keyifli bir okumaydı. Tek karakter üzerinden yan karakter diyemeyeceğiniz diğerlerinin de hikayelerine aynı heyecanla bağlandım. Güzel bir kurgu ve akıcılık sağlanmış, sıkılmadan okuma sağlıyor.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı . Kitabın senaryosu aslında oldukça merak uyandırıcı bir şekilde başlıyor fakat ilerledikçe de yavanlaşıyor gibi hissettirdi . Yazarın anlatım tarzı hoşuma gitti . Günlükten okuduğu veya kişinin kendisinden duyduğu olayları "miş"li geçmiş zamanla anlatması da çok yerinde ve kitaba ayrı bi hava katmış. Benim
Ve bütün bunlara rağmen, bitkinliğinde manik bir yan varmış, ne olduğunu derhal anlamış Patalarga: Nelson mutlu ve kaygısız olmak bir yana iyimser bile değilmiş; ana özgürleşmiş bir hali varmış.
Özenle kurduğu hayallerin bir işe yarayıp yaramadığını sordum , bütün o kurduklarının Nelson'un neler yaşadığını hissetmesini sağlayıp sağlamadığını . Ayrıntıları değil , ayrıntılar hakkında bir fikri olmasına imkan yoktu ama hissetmesine...
Düşündü . Sanıyorum hissettim demek istiyordu fakat sonradan olanları düşününce bunu dürüstçe bulmadı . Anne sezgisi , kabul etmek zorundaydı ki , onu yarı yolda bırakmıştı.
" Belki de onun başının gerçekten dertte olabileceğini düşünmek istemedim."