Hani bir çoğumuzun diline pelesenk olmuş bir söz var 'Kavuşursan adı aşk olmaz'. Kavuşma olasılığı çok düşük, sonu imkansız öngörülen, 'yasak' eylemiyle önüne ket konulan aşklar da var...
İki cinsin birbirine olan bu gönül bağında; yukarıda bahsini geçtiğim aşkın hallerinin insan ruhunda nasıl hezeyanlar yarattığını, sade fakat yüreğe işleyen üslupla anlatmış ZWEİG. Ve de bu kısa öyküsünde yine kadın ruhunu muazzam betimlemelerle bizlere aktarmış.
S/22
'Acz içinde geçen yıllar, dedi içinden, duygularımıza karşı acz içinde geçen yıllar: Dokuz yıl oldu ve sesinin tek bir tonu değişmemiş, bedenimin tek bir siniri bile onu farklı algılamıyor. Hiçbir şey yitmemiş, hiçbir şey geçmemiş, varlığı eskiden olduğu gibi sevgi dolu bir mutluluk yaratıyor."
#arkakapak 'tan #alıntı
1920'li yıllarda yazdığı tahmin edilen bu novellanın el yazması ölümden sonra oldukça geç tarihte, 1970'lerde gün ışığına çıkarıldı. Ve aşkın sınır tanımazlığı üzerine yazılmış en yoğun, en etkileyici metinler arasında yerini aldı.
1. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle 2 yıllık ayrılık 9 yıla çıkınca, iki sevgilinin neler yaşadığını romantize ye evrilen bir anlatımla #geçmişeyolculuk eseri okumaya değer diyorum okuyun okutun.