Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Geçmişin Anahtarları

B. B. Calhoun

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Dinozor iskeletleri genellikle rüzgar ve yağmur, üzerierini kaplayan kayayı ve toprağı aşındırana kadar milyonlarca yıl boyunca gömülü kalırlardı. Bazen küçük bir parça fosil bazen de daha fazlası bulunurdu. Ancak her durumda, ortaya çıkan çok küçük bir kemik parçası bir dinozor bulmaya çalışan fosilbilimcilere doğru yolda olduklarını gösteren önemli bir ipucuydu."
Tübitak Yayınları - II.
"Biliyor musunuz," dedi Fenton, "dağdan aşağı sadece kar kaymaz. Bazen kaya, toprak veya çamur kütleleri de ka--" Fenton aniden sustu. "Doğru ya!" dedi. "Fen?" dedi Maggie. "İyi misin sen?" "Hiç bu kadar iyi olmamıştım." dedi Fenton gözleri parlayarak. Arkadaşlarının yüzlerine baktı. "Çocuklar... dilophosaurusun sırrını çözdüm galiba."
Tübitak Yayınları - XIV.
Reklam
"Evet." dedi Willy. "Morgan gerçekten de çok eğlenceli bir yer." "Max sayesinde daha da eğlenceli oldu." dedi Maggie. "sonuçta o olmasa bir masatenisi masamız olmazdı." Willy'den gelen topu karşıladı. "Yirmi bir. Gene kazandım. Haydi Fen sıra sende."
Tübitak Yayınları - XV.
"Şöyle olmuş..." dedi Fenton, servisi karşılarken. "Dinozor ilk olarak Alt Jura Dönemi'nde fosilleşmiş; kendi yaşadığı ve öldüğü dönemde yani." "Tamam." dedi Maggie. "Buraya kadar sorun yok." "Sonra Kretase Dönemi'nde toprağın, fosilin kafa, boyun ve omuz kısımlarının bulunduğu bölümü nasıl olduysa kırılıp kaymış. Daha sonra da yukarı doğru itilmiş bir şekilde, bir dağ oluşumu sırasında mesela." "Çok garip!" dedi Willy. "Aslında bu sık yaşanan bir şey." dedi Fenton. "Bu kadar çok tam olmayan fosil bulunmasının bir nedeni de bu... Sonra dağın tepesine yakın bir yerde olan fosilin üzerini kaplayan toprak zamanla, hava koşullarıyla aşınmış; dinozorun kafası ve omuzları açığa çıkmaya başlamış." "Ama," dedi Maggie gülerek, "o zamanlar fosilbilimci diye bir şey olmadığından kimse onu alıp müzeye götürmemiş, olduğu yerde kalmış." "İyi de o zaman niye kemikler parçalanıp dağılmamış?" diye sordu Willy. "Daha önce, kemikterin korunması için üstlerinin kaplı olması gerekir demiştin." "Doğru." dedi Maggie."Hem Kretase kayası nereden çıkıp gelmiş?" "Kemikler çok kısa bir süre içinde tekrar gömülmüş olmalı." dedi Fenton. "Toprak kaymış, fosilin üstü kapanmış olabilir."
Tübitak Yayınları - XV.
"Umarım hiçbir zaman Cadılar Bayramı için giyinemeyecek kadar büyümem, diye düşündü Fenton. En sevdiği şeylerden biriydi."
Tübitak Yayınları - XII.
"Dikilitaş nedir?" diye sordu Willy. "Mısırlılar onlara dini bir anlam yüklerierdi." dedi Maggie. "Hani şu büyük, ince, uzun, uca doğru sivrilen taşlar, obeliskler. Washington Anıtı mesela." "Ya da Kleopatra'nın İğnesi." dedi Max. "New York'ta, Central Park'taki dikilitaş." diyerek açıkladı Fenton. "Hatşepsut'un yaptırdığı dikilitaşların boyu neredeyse 30 metreydi." dedi Maggie. "Her biri 320 ton geliyordu." "Ya!" dedi Fenton. "Şu Hatşepsut ilginç biriymiş." "Öyle..." dedi Maggie." Hey baksanıza, belki de Cadılar Bayramı'nda Hatşepsut kılığına girerim ben." "Ama onu kimse tanımaz ki! Senin kimin kılığına girdiğini anlayamazlar." dedi Max. "N'olmuş?" dedi Maggie omuz silkerek. "Hatşepsut olacağım."
Tübitak Yayınları - VI.
Reklam
"Alçıdan ve koltuk değneklerinden kurtulmak çok hoş olmuştu doğrusu. Fenton bir süre önce geçirdiği bisiklet kazasında ayak bileğini kırmıştı. Haftalardır ne koşmak vardı, ne bisiklete binrnek, ne de arka bahçede Owen'la yani köpeğiyle oynamak. Ama Fenton için en dayanılınazı kazı alanına gidememek olmuştu. Kazı alanı Uyuyan Ayı Dağı'nda, Fenton'la babasının Wyoming, Morgan'da oturdukları evden birkaç kilometre uzaktaydı. Fosilbilimci olan Bay Rumplemayer birkaç ay önce New York Doğa Tarihi Müzesi tarafından, dinazor fosilleri arayan bir ekibe başkanlık etmesi için Wyoming'e gönderilmişti. Fenton'un annesi de bir fosil bilimciydi; bir yıllığına Hindistan'daki kazı alanlarında çalışmaya girmişti."
Tübitak Yayınları - I.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.