Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca tamamen Latincenin lehçeleridir. Romalılar ayrıca Yunanistan'ı da fethetmiştir fakat Yunanlar asla o kadim ve saygıdeğer dillerini değiştirmemişlerdir.
Bana söz veriyorsun, hayatım, aramızdaki
tatlı aşkımız sonsuza dek sürecek diye.
Ulu tanrılar, gerçek olsun verdiği söz
Sağlayın içten, yürekten söylemesini bunu,
öyle ki kutsal dostluğumuzun bu sonsuz anlaşması
ömrümüz boyunca sürsün dursun.
Başka bir deyişle, Roma bir sınır şehriydi. O zamanlar kimse bu tepe halkının bir gün dünyaya egemen olup, onu tek bir çatı altında birleştireceğini hayal edememiştir.
Ayrıca hiçbir antik kaynakta onun güzelliğinden bahsedilmez. Aslına bakarsanız, Plutarkhos, "Onun güzelliği özünde benzersiz bir güzellik değildi," dedikten sonra onu böylesine büyüleyici kılan şeyin konuşması ve karakteri olduğunu söyleyerek devam eder sözlerine. Asıl mesele de buydu: Güzellik görecelidir ve Kleopatra da hem kendi hem de Mısır'ın siyasi çıkarları bakımından kendisini nasıl güzel göstereceğini biliyordu.
Neron'un Hıristiyanları hayvan derisinin içine sokup, onları böylece köpeklerin önüne attığı ya da onları çarmıha gerdirip gece olduğunda da lamba görevi görmeleri için onları yaktırdığı anlatılır.
Batı'nın ilk ilmi kütüphaneleri MÖ 3.yüzyılda Yunan kralı Ptolemaios tarafından Mısır, İskenderiye'de kurulmuştur. Burada saklanan papirüs ruloları asla ödünç olarak verilmiyor ama bunlara başvuruluyor ve hepsi kopyalanıyordu. Ptolemaios, Atina'yı Akdeniz'in entelektüelite merkezi olarak ön plana çıkarmak istiyordu ve serveti sayesinde bunu başardı. Metinleri elde etmek ve kopyalamak için inanılmaz paralar gerekiyordu. Fakat zamanla İskenderiye Kütüphanesi yaklaşık 500.000 rulonun bulunduğu bir kütüphane haline geldi.