"Çokları, dilin temel birimi olarak sözcüğü görür.Türkçeye yabandan gelmiş şu sözcüğün yerine bu sözcüğü koyunca tamam oldu sanırlar.Dilin temel birimi cümledir.Yapı, cümleye cümleler eklenerek yükselir.Bölünüp parçalanıp birimlere ayrılamaz sanırım ben dili.Dilbilgisinden önce de, sonra da, tıpkı güzel konuşmalar gibi, güzel yazılmış metinler, yani dil vardır.Türkülerdeki dil, Yunus'taki, Karacaoğlan'daki dil, Ürgüplü Refik Başaran'daki, Ahmet Arif'teki, Yaşar Kemal'deki, Sait Faik'teki dil.Doğumda, düğünde, burçak yolmada, demir dövmede yaşamla atbaşı giden dil.Gurbetlerde yanımda yoldaş, karakolda, mahkemede sırdaş olan, yoksunluk günlerimde arkadaş olan dil..."syf 345
Fakir Baykurt öz yaşam öyküsünün 6.cildinin sonunda, Baykurt'u yurt dışına gitmek üzereyken bıraktım.O çalkantılı dönemde ne çok aydın yurt dışına gitmek zorunda kalmış.Ya öldürülenler; Abdi İpekçi, Doğan Öz, Bedrettin Cömert, Ümit Doğanay, Bedri Karafaki, Orhan Oğuz, Necdet Bulut, Kemal Türkler, Vural Vural, Cavit Orhan Tüdengil gibi...
Ece Ayhan'ın Meçhul Öğrenci Anıtı'nda dizeler düştü aklıma.
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür
Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
-Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
-Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.