Genç Werther'in Acıları

Johann Wolfgang Von Goethe

Genç Werther'in Acıları Gönderileri

Genç Werther'in Acıları kitaplarını, Genç Werther'in Acıları sözleri ve alıntılarını, Genç Werther'in Acıları yazarlarını, Genç Werther'in Acıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ah, insan işte bu kadar fani bir varlk; tam da varoluşundan hiçbir kuşku duymadığı, varlığını gerçekten hissettiği tek yerde bile, sevdiklerinin hatıralarında, onların ruhlarında bile yitip yok olmaktadır, hem de o kadar çabuk!
Dünyada yüreğime en yakın olan varlıklar çocuklardır.
Reklam
Buna karşın bütün zayıflığımızla ve hantallığımızla sadece ilerlemeye çalışırsak, bizim zorlanmadan ve rüzgara karşı yaptıklarımızla, başkalarının yelkenleri ve kürekleriyle yaptıklarından daha fazla ileri gideriz ve eğer, insan başkasıyla eşit ya da ondan ileride koşuyorsa ancak o zaman kendi varlığını hisseder.
İnsan doğasının sınırları var; sevince, sıkıntıya, acıya belli bir dereceye kadar dayanabilir ve bu sınırı aştı mı tükenir. O halde insanın güçlü ya da zayıf olmasını tartışmıyoruz, aksine konumuz onun maddi ya da manevi acılara ne ölçüde katlanabileceği. Ve yaşamına son veren birine korkak demekle amansız bir ateşle ölen birine korkak demek arasında fark olmadığını düşünüyorum. Hayatın alışılmış döngüsünü hiçbir mutlu devrimin yerine koymaya gücünün yetmeyeceği, bir daha kendi ayakları üzerine duramayacağı, güçlerini yitirmesi ve dış etkilere açık kılınması aracılığıyla doğaya saldırılmasına ölümcül hastalık dediğimizi kabul edersin. O halde dostum bu söylediklerimizi "ruh" üzerinde uygulayalım. Kendi sınırlanmışlığı içindeki insana bir bak, duygular onu etkiler, ideler onda iyice yer eder, en sonunda gelişen bir tutku onun bütün sakin düşünme gücünü alıp götürür ve onu yok eder. Nasıl, sağlıklı biri yatağında yatan hastayı gördüğünde kendi güçleri ona en ufak bir fayda sağlamazsa, kayıtsız aklıbaşında biri talihsizin durumunu gördüğünde onunla konuşması boşunadır.
Siz aklıbaşında insanlar; siz öyle kayıtsız, öyle dışında duruyorsunuz ki, sarhoştan yakınıyor, deliyi aşağılıyorsunuz, bir papaz gibi davranıyorsunuz, sizi onlardan biri yapmadığı için tanrıya şükreden bir yobaz gibisiniz. Ben birçok defa sarhoş oldum, tutkularım deliliğe çok yakındı ve her ikisi de beni pişman etmiyor; çünkü yığınların düşündüğü büyük, inanılmaz etkiler yapan sıradışı insanların, eskiden beri sarhoş ve deli olarak haykırmak zorunda olduklarını kavrayabiliyorum. Günlük yaşamda da neredeyse her birimiz için, yolumuza çıkan özgür, asil, beklenmedik olayları gerçekleştiren birine "bu adam sarhoş, bu deli" dendiğini duymak dayanılmaz bir tavır.
İnsan hayatının sadece bir rüya olabileceğini birileri daha önce düşünmüşler, bu duygu beni daima sürüklemiştir. İnsanın etkin ve araştırmacı güçlerinde saklı sınırları kavradığımda, her işin zavallı varlığımızı sürdürmekten başka bir amacı olmayan ihtiyaçlarımızın tatminine yönelik olduğunu gördüm. Üstelik araştırmanın belli noktalarındaki durgunluk, sadece düşlenen bir tevekküldü. Arasında tutsak olduğumuz duvarlara renkli şekiller ve aydınlık görüntüler çiziliyor. Wilhelm! Tüm bunlar beni suskunlaştırıyor. Kendi içime kapatıyor ve orada bir dünya buluyorum! Yeniden bilgiden çok sahnelemenin ve hayat dolu gücünün karanlık tutkusu beliriyor. Orada her şey bilincimden çıkıyor ve sonra öylece dalgın bir halde, dünyaya gülümsemeye devam ediyorum. Çocukların "Neyi, niçin istediklerini bilmedikleri" hususunda bütün iyi eğitilmiş öğretmenler ve eğitmenler hemfikirdir, ancak yetişkinler de çocuklar gibi yeryüzünde nereden gelip nereye gittiklerini bilmeden dolaşıyorlar. Onlar da, çocuklar gibi gerçek ereklerini bisküvi, çörek ve kızılcık sopasıyla yönetilerek öğreniyorlar, bu somut gerçeği sanırım kimse kabul etmek istemiyor.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.