Öncelikle ilk defa bir Goethe kitabı okuduğumun altını çizmek isterim, bu yüzden diğer eserleriyle karşılaştıramayacağım. benim açımdan Alman edebiyatına çok iyi bir giriş oldu açıkçası. Beni gibi rus edebiyatındaki o sonsuz betimlemeleri o derin hisleri ve farklı bakış açılarındaki o tartışmayı görmeyi sevenler için çok güzel bir kitap. Kitabı okurken bir çok yerinde şöyle bi 6 7 sene öncesine defalarca gittim geldim. Werther'in o saf aşık duyguları, öyle ki duyguları coştuğunda takıldığı taşa bile sevinecek enerjisi aldığım sayfalar bana, çocukluğumuzdaki hayranlıkları, o saf aşkları hatırlattı. O kadar saf ki bu duygu; gördüğünüz, yakın olduğunuz biri olmasına gerek yok. O yaşlardaysanız ve bir dizideki karaktere resmen büyülenmişseniz yarın uyandığınızda tekrar izleyecek olma duygunuz bile yeterli o heyecan ve mutluluk için. Tabi daha sonrasında Werther acı gerçeklerle karşılaştıkça bu saf sevi dolu hali üzerinden atmaya başlıyor ve kitabın bu kısmından sonrası bize çok daha büyük -yaşça da büyük- korkular, acılar yaşatıyor. Bu noktada kendimi sormaktan alamadım. Çocukça mutlulukların sonu böyle büyükçe yaslar mıdır? Nekadar çok yukarıda duygular yaşarsanız o kadar fazla mı dibe düşersiniz? Sanırım bir süre düşüneceğim...