" Oysa ben hep dışardaydım, hep kıyıda kenarda kalacaktım; tek başıma, güven duygusundan uzak, içi sezgilerle dolu ve bir kesinlikten yoksun yaşayıp gidecektim hep."
Tek başıma ilerlerken aklıma geldi, bugüne kadar gerçekte bütün yolları böyle yalnız yürümüştüm; gezintilere tek başıma çıktığım gibi, yaşamımın bütün adımlarını tek başıma atmıştım. Dostlar, akrabalar, kendileriyle iyi konuşup görüştüğüm tanışlar, sevgililer hep benimle beraber olmuş, ama asla beni bütünüyle sarıp sarmalayamamış, hiçbir zaman içimdeki boşluğu dolduramamış, izlediğim yollardan ayırarak başka yollara çekip alamamışlardı beni. Kim bilir belki de herkesin izleyeceği yol, fırlatılıp atılmış bir ok tarafından çizilmişti önceden; ister alınyazısı denen şeye kafa tutsun, ister yaltaklansın ona, herkes çoktan belirlenmiş bir çizgi üzerinde sürüklenmekteydi belki. Ama hiç değilse yazgının içimizde saklı yattığına, dışarıda aranmamsı gerektiğine kuşku yoktu.