Kenti görür görmez, anılar sıcak bir sam yeli gibi üzerime çullanmıştı.
Bu kuleler ve çatılar altında masalsı bir gençlik yaşamıştım; özlem dolu gündüzler ve geceler, hüzün dolu harikulade baharlar yaşamış, doğru dürüst ısıtılamayan bir tavernasında düşler kurarak uzun kışlar geçirmiştim.
Aşıklık günlerimde bahçeler arasından uzanan bu yollarda geceleri içim kavrulup umutsuzluklara kapılarak dolaşıp durmuş ateş gibi yanan başım serüven tasarılarıyla dolup taşmıştı.
Büyülü bir yıl gibi yaşadığım, sayısız küçük kırpırtı ve davranışlarıyla bugün hala belleğimde geniş bir zaman süresi gibi duran bütün bu ayrıntılar...