General Trikupis, Osmanlı -Yunan savaşı, Balkan savaşları, Türk Kurtuluş Savaşlarina katılmış deneyimli bir subay. Bizce bilinen özelliği Büyük taarruzda, 2 Eylül 'de beraberindekilerle birlikte esir düşmesidir.
Trikupis esir düştükten sonra M. Kemal tarafından esir gibi değil, misafir gibi agirlanmistir. Hiçbir kötü muameleye uğramadığı gibi hayatını da M. Kemal'e borçludur. Şöyle ki, bozgun sonrası ülkelerine dönen Yunan subaylar alelacele yargılamalar sonucu kurşuna dizildiler. Bunun olacağını öngören M. Kemal, esirleri tam bir yıl iade etmedi. Yunanistan 'daki siyasi ortam durulunca ifadelerini onayladı. İade sonrası Trikupis yargılanmaya gerek bile görülmeden görevine devam etti. Askerlik sonrası ise valilik görevine atandı. Hayatını M. Kemal'e borçlu olan Trikupis, vefa örneği göstererek her 10 Kasım 'da Türkiye'ye geldi ve atamızı andı.
General Trikupis anılarında Balkan savaşlarından itibaren askerlik görevinden anekdotlar aktarıyor. Basit bir anlatımı var. Satır aralarında ilginç bilgiler şaşırttı açıkçası beni. Örneğin, Kurtuluş Savaşı'nda Yunan ordusunun Türk ordusundan hem personel hem de silah olarak daha kısıtlı olduğunu söylüyor Trikupis. Yine Yunan orduları başkomutani olarak atandığını M. Kemal 'den öğreniyor. Halbuki o sırada esir düşmüş.
Birkaç saatinizi alacak bir kitap. Çok mu iyi? Hayır..
Ama yine de Yunan bakış açısına dair bir ilk satır yakalabilirsiniz.