Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

General Trikupis & Hatıralarım

Nikolaos Trikupis

General Trikupis & Hatıralarım Sözleri ve Alıntıları

General Trikupis & Hatıralarım sözleri ve alıntılarını, General Trikupis & Hatıralarım kitap alıntılarını, General Trikupis & Hatıralarım en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beni (esir olunca) ilk olarak Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa'nın yanına götürdüler. Kendisiyle fazla bir şey konuşmadık. Atatürk beni mert bir askere yakışır bir şekilde kabul etti. Üzüntü ve heyecan içindeydim. İnönü beni kendisine takdim etti. Gazi'nin bu sıradaki (Fransızca söylediği) sözlerini hiç unutmayacağım: "Üzülmeyin general, siz görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlup olmak da vardır. Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Size karşı büyük hürmet besliyoruz. Burada misafirimizsiniz. Buyurun istirahat edin, yakında her şey düzelecektir…”
Generale Afyon içiriyorlar
“Mart ayında, çoktanberi et yememiş olduğumuz için, o zamanki Kurmayımla beraber et yemek ihtiyacını duyduk ve ertesi günü yemekte kaynamış otumuz vardı ve biz bunların yabani hindiba olduğunu sanıyorduk. Yemekten sonra yazıhanemde her zamanki on dakikalık uykumu al­mak istedim, fakat bu defa bir saat uyumuşum ve güçlükle uyanabildim. Kurmayım odama geldiği zaman ona bu hadiseyi anlattım ve o da bana gerek kendisinin, gerek­se de diğer subayların da başından aynı ola­yın geçtiğini anlattı. Başlangıçta bu hadiseyi nasıl izah edece­ğimizi bilmiyorduk, fakat sonra sebebini anladık. Bizim hindiba sandığımız ot, Afyonkarahisar' a ismini ve­ren bu bölgede çok miktarda ekilen ve lezzet bakımından hindibaya benziyen Afyon imiş. Üzeri çizilince, çizilen yer­lerden afyonu ihtiva eden bir sıvı akar. Bir gün, Afyon Türk belediye başkanı beni ziyaret etti; kendisine başımızdan gelenleri anlattım. o da bana, bu otu yi­yenin iyi uyuduğu cevabını verdi.
Reklam
Talih mi, bicimik alayım:)
Aristotelis şöyle demiştir . • Fıçı dolusu akıla, bir damla talihi tercih ederim.
Eğer bu çetin şartlar altında, geri kalan orduların büyük birlikler komutanları sonuna kadar savaşarak esir düşerlerse, kabahatli mi olurlar? Bunların kabahat ve günahları nedir? Bunun tek cevabı vardır ve onu da Büyük Napoleon vermiştir: - Waterloo, birçok zaferlerin hatırasını silecektir son hareket birincisini unutturur. Bundan çok önce de Aristotelis şöyle demiştir: - Fıçı dolusu akıla, bir damla talihi tercih ederim.
Sayfa 107Kitabı okudu
İşte büyük lider
Mustafa Kemal'İn odasina girdiğim zaman o, ayağa kalkarak dostane bir şekilde beni karşıladı ve Fransızca hitap ederek şunları söyledi : - Unutmayın ki, Koca Napoleon da esir olmuştu. - Siz vazifenizi tam olarak ve sonuna kadar yaptınız, biz de sizi takdir ve size hürmet ediyoruz. - Siz burada esir değil, misafirsiniz. Sonra bana sordu : - Küçük Asya Ordulari Komutanlığına tayin edildiğinizi biliyor musunuz? Ben cevap verdim Hayır!
Türkler çok defa cephaneleri olmadığı için el bombasi ve süngüye başvuruyordu.
Sayfa 67 - İnönü savaşıKitabı okudu
Reklam
Fakat Türkler de işitilmemiş bir cesaret ve taassupla ' dövüşerek birbirlni takip eden mukabil hücumlar yaptilar.
Sayfa 67 - İnönü savaşıKitabı okudu
Askerler, uzayan vazifelerinde duydukları memnuniyetsizligi açıkça göstermeğe başladılar ve bunu. Eskişehir'de Kahramanlık Madalyası dağıtma töreninde Kıral Konstantin'e duyurmaktan da kaçınmadılar. Terhis! Terhis!
I. inönü savaşında
Türkler çok defa cephaneleri olmadığı için el bombası ve süngüye başvuruyordu.
trikupis bilmeden afyon kullanıyor. (=
Mart ayında, çoktan beri et yememiş olduğumuz için, o zamanki Kurmayım olan Albay St. Gonatas ile beraber et yemek ihtiyacını duyduk ve Gonatas bunları temin etme görevini üzerine aldı. Ertesi günü yemekte kaynamış otumuz vardı ve biz bunların yabani hindiba olduğunu sanıyorduk. Yemekten sonra yazıhanemde kaldım ve her zamanki on dakikalık uykumu almak istedim, fakat bu defa bir saat uyumuşum ve güçlükle uyanabildim. Kurmayım Albay Gonatas odama geldiği zaman ona bu hadiseyi anlattım ve o da bana, gerek kendisinin, gerekse Kurmaylığa mensup diğer subayların da başından ayni olayın geçtiğini anlattı. Başlangıçta bu hadiseyi nasıl izah edeceğimizi bilmiyorduk, fakat sonra sebebini anladık. Bizim hindiba sandığımız ot, Afyonkarahisar'a ismini veren, bu bölgede çok miktarda ekilen ve fidanı gerek görünüş ve gerekse lezzet bakımından hindibaya benziyen Afyon imiş. Bu nebatın meyvesi nara benzer ve üzeri çizilince, çizilen yerlerden afyonu ihtiva eden bir sıvı akar. Bu meyvanın içinde, yağı çıkarılan çekirdekler de vardır, fakat bu yağın afyon hassası olmayıp, onu biz de başka yağın yokluğundan dolayı kullanıyorduk.
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.