Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde düvel-i muazzama'ya haddini bildirerek gerçekleştirmiş ve kuruluşundan sonra da II. Dünya Savaşı'na katılmamasının dışında her dönem yoğun ya da düşük şiddetli çatışmaların, savaşın içinde kendisini bulmuştur.
"Yaşadığımız
Tam bir yıkım yaşanıyordu. Mahalleli, yeni doğan ve yetim kalan minik bebek için mi, gencecik şehit olmuş Hüseyin için mi, yoksa oğlunun acısıyla ölmüş Mehmet Amca için mi ağlasın, bilemeden ağladı.
Hayat adına hiçbir tecrübesi olmayan, okudukları teoriyi, pratiğe aynen dökebileceğini sanan gençlerin ortak sorunu bu değil miydi zaten? Karşısındakini dinlememek...