Hayatımda okuduğum en dokunaklı eserlerden birini okudum sanırım... Germinal'i okurken, kalbimin böylesine kırılacağını bilemiyordum. Bir kitap ne kadar zorluk, ne kadar sefillik, ne kadar açlık barındırabilirse, o kadar Germinal diyebilirim. Üstelik romanda bahsedilen olayların çoğunun gerçek yaşantılardan esinlenilerek yazıldığının bilincinde okursanız, o zaman daha da etkileniyorsunuz. Émile Zola, bu romanı yazabilmek için, aylarca madende kalmış ve gözlem yapmış, usta bir yazar ...
Ne okudum?
Etienne, kendi işinden kovulmuş genç bir adamdır. Günlerce açlık çekerek yer yer gezinerek kendine iş arar. Montsou'ya varan Etienne burda bir maden ocağı görür. İş ister ve sabahında işe başlar. Fakat hayatının en zor işine adım atmıştır. Madende çalışmalarına karşın haklarını tam olarak almazlar. Kendi can güvenliklerinden bile sadece kendileri sorumludur. Ay sonu eve götürecek ekmek parasını neredeyse çıkaramazlar. Buna karşın Etienne maden işçilerini ayaklandırır. Haklarını almaları için onları grev yapmaya çağırır. İş verenler ile madenciler arasında büyük bir savaş başlar. Çocuklar açlıktan ölür, jandarmalar grevcilere karşı savunma başlatır. Oysa halkın tek isteği, emeklerinin karşılığını almaktır...
Beni ağlatan kitaplardan biri oldu Germinal. Gerçekten bu anlatılanların yaşanmış olduğuna inanamadım. Kitabın akıcılığı çok iyiydi. Yazarın anlatımı çok sürükleyiciydi. Betimleme yer yer fazla da olsa, ki olay örgüsünden kopmuyor okuyucu. Herkese mutlaka tavsiye ederim. Okuyun, okutun.
Emekçi herkesin, bir gün haklarını alabilmesi dileği ile... Germinal.