İstediğiniz kadar karşı çıkın, kızın, irkilin ya da havalara uçun, Schopenhauer’in küçümseyici bakışı, düş kırıklığı bütün insanlığa damgasını vurmuştur.
Bu uyanık haz düşkünü, inançları, umutları, şiirleri, boş düşleri altüst etmiş, özlemleri yıkmış, ruhlardaki güveni silip atmış, seviyi öldürmüş, kadınla ilgili düşünsel tapınmayı devirmiş, yüreklerdeki yanılsamaları patlatmış, o güne dek görülmemiş büyüklükte bir kuşkuculuk getirmiştir dünyamıza. Alaycılığıyla her alana girip çıkmış, her şeyin içini boşaltmıştır. Ve bugün, ondan tiksindiklerini sananların zihinlerinde bile, ellerinde olmadan onun düşüncesinden parçalar vardır sanırım.
"Aşağılık yaratıklar, sıradan insanlar sürüsü olup çıktınız! Devrim’den bu yana dünya tanınmaz hale geldi. Bütün eylemlere iri laflar sokuşturdunuz, yaşamın her köşesine ödevler yerleştirdiniz; eşitliğe ve sonsuz tutkuya inanıyorsunuz. İnsanlar sevdadan öldüğümüzü anlatan dizeler yazdılar. Benim zamanımdaysa erkeklere bütün kadınları sevmeyi öğretmek üzere şiir yazılırdı. Biz kadınlara gelince!.. Kibar bir bey hoşumuza gidince, küçük kızım, ona bir uşak yolluyorduk. Ve yüreğimizde yeni bir heves uyanınca, eski sevgiliye hemen yol veriyorduk, eğer ikisini birden saklamak istemiyorsak…”
"Ne kadar çok kısa anı, küçük şey, buluşma, şöyle belli belirsiz yakalanmış, bulgulanmış gösterişsiz dram, henüz her şeyden habersiz, körpecik zihnimizi alıp usul usul üzücü doğrunun tanınmasına götüren iplerdir aslında."
Sayfa 1 - Türkiye İş Bankası / Kültür Yayınları / Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi / CI / VII. BasımKitabı okudu
Çocukların ilacına konan şeker gibi, insan yaşamı aşkla, olabildiğince çok sevdayla tatlandırmazsa, küçük kızım, kimse ona bu haliyle katlanmak istemezdi.
Sayfa 44 - T. İş Bankası Yayınları 6. Basım 2020 / Bir Zamanlar
Ne kadar çok kısa anı, küçük şey, buluşma, şöyle belli belirsiz yakalanmış, bulgulanmış, gösterişsiz dram, henüz her şeyden habersiz, körpecik zihnimizi alıp usul usul üzücü doğrunun tanınmasına götüren iplerdir aslında.