Utnapiştim şöyle dedi: Süreklilik yoktur. Sonsuza kadar ayakta kalacak bir ev yapıyor muyuz? Sonsuza kadar geçerli bir sözleşme imzalamamız mümkün mü? Kardeşler, mirası, sonsuza dek alıkoymak üzere mi paylaşırlar; ırmakların taşma zamanları sınırlı değil mi? Sadece, kurtçuğunu döken genç yusufçuk, güneşi tüm görkeminde görür. Oldum olası süreklilik yoktur. Uyuyan ve ölü, birbirinin benzeridir. Kör talihin oyuncağı olmaktan kurtulamadıklarına göre, efendi ve uşak arasında ne fark var? Yargıçlar, yani Anunnaki, alınyazısının anası Mammetum'la bir araya gelince, insanların akıbeti belirlenmiş olur.
Ölümü de dirimi de dağıtırlar onlar, ama ölüm gününü açığa vurmazlar.
Kadın (Siduri) şöyle cevap verdi: Gılgamış, böyle telaşlı nereye gidiyorsun? Aradığın hayatı hiçbir vakit bulamayacaksın. Tanrılar, insanı yaratırlarken, onun payına ölümü
ayırdılar; dirimi ise, kendilerine sakladılar. Sana gelince Gılgamış, karnını hoşa giden nesnelerle doldur; sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar oyna, şölenler düzenle, eğlen! Tertemiz giysilerle kuşan, suda yıkan, elini tutan ufak çocuğu sevindir, karını kucağına alarak mutlandır; çünkü bu da, insanoğlunun ortak alınyazısıdır.
Enkidu da şöyle karşılık verdi: İnsanların en güçlüsü bile, akılsızsa, alınyazının kölesi olmaktan kurtulamaz. Kötü alınyazısı Namtar, insanlar arasında hiç fark gözetmeksizin düşüncesiz olanı yutacaktır.