Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saklı Kalmış Gerçekler

Gizemli Sırlar

Osho

Gizemli Sırlar Gönderileri

Gizemli Sırlar kitaplarını, Gizemli Sırlar sözleri ve alıntılarını, Gizemli Sırlar yazarlarını, Gizemli Sırlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı zorluklarla karşılaştığı için ellerini yüzüne kapayıp ağladığını düşünebilirsin. Ama yaşadığı zorluklar yüzünden ağlayan bir kimsenin merkezinde hala kendisi vardır. Hala kendisini adamamıştır ve ibadetin ne olduğundan haberi yoktur.
Sayfa 168 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
Tüm yaşam biçimimiz “ Ben “ dünyanın merkezinde yer alıyormuşçasına şekillenmiştir: Tüm dünya benim etrafımda dönüyor, dünyanın merkezinde ben varım. Bu tip bir insan tapınmayı bilemez çünkü kendini dünyanın merkezinde görür ve diğer her şey onun çeperinde yer almaktadır. Tapınmada bunun tersini görürsün: Tapınmanın temel kanunu şudur, “ Merkez başka bir yerde, ben yalnızca onun çeperinde yer alıyorum.“ Dindar olmayan bir adamın felsefesinin temelinde kendisinin merkezde, diğer şeylerin de onun çevresinde olduğu yatar. Tanrı varsa bile onun çevresindedir. Bu tarz bir teizm, ateizmden bile daha beterdir. Bu tip bir insan ne söylediğinin farkında değildir. Tapınmanın gerçek anlamı, duanın gerçek anlamı, dindarlığın gerçek anlamı varoluşun merkezde, seninse onun çevresinde yer aldığını kavrayabilmektir.
Sayfa 157 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
Reklam
Doğası gereği zihin dışarıda görmüş olduğu titreşimin benzerini kendi içinde oluşturur. Bir çiçeğe bakarken aldığın keyfin çiçeğin kendisinden değilde yapraklarının senin içinde de oluşan simetrisine dayandığından haberdar değilsin.
Sayfa 152 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
Yaşadığımız tüm deneyimler şekle, görünür olana dayalı. Görünür olmayan, şekle sahip olmayan hiçbir şey tanımadık, bilmiyoruz. Sevince bir şekli sevdik, nefret edince bir şekilden nefret ettik. Çekimine kapıldığımız her şey de, bizi iten her şey de şekille bağlantılıdır. Dostlarımız da düşmanlarımız da bir şekle sahiptir; ne yaparsak yapalım bir şekil içinde yapılmaktadır.
Sayfa 149 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
İbadetler öylesine içsel, öznel ve kişisel bir konudur ki ifade edilmesi veya gösterilmesi olanaksızdır. Yaşamda içsel ve kişisel olan hiçbir şey gösterilemez. Kalbim kesilip açılsa bile içinde sevgi olduğunu veya öfke, nefret, bağışlama ya da şevkat duygularıyla dolu olduğunu görmen olanaksızdır. Göreceğin tek şey kan dolaşımını sağlayan bir nevi pompadır. Bir cerrah beni ameliyat masasına yatırıp kalbimi inceledikten sonra asla sevgi veya nefreti tatmamış olduğumu söylerse bunun aksini kanıtlayacak bir yola sahip değilim. Gözlerin ameliyatla incelense de düş görmüş oldukları kanıtlanamaz. Nasıl olup da ameliyat masasında açılmış olan bir göze bakıp geceleri kapalı olduğu sırada bir çok düş görmüş olduğu söylenebilir? hepimiz düş görürüz ama bu düşler nerede var olur? düşler gerçeklik taşımıyor olabilir ama yinede varlıkları inkar edilemez. İbadetler sevgi veya düş gibidir; bu yüzden tapınağın yanından geçerken tapınağı görürsün ama tapınmayı göremezsin.
Sayfa 144 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
20 yıl boyunca yetişkinlerin çocuklara hiçbir şey öğretmemeye karar verdiklerini hayal et. Bu yalnızca 20 yıllık bir bilgi kaybı değil 20.000 yıl boyunca biriktirilmiş tüm bilginin yok oluş anlamına gelir. Çünkü bilgi birikimi kesintiye uğramıştır. Aynı şekilde Hindistan‘daki 200 yıllık İngiliz egemenliği de bir boşluk yaratmıştır. Çok eski bir geçmişe dayanan bilgi ve bilgelikle çoğu bağlantıları kesilmiş ve Hindistan‘ın, eski uygarlığıyla hiçbir ilişkisi olmayan, tümüyle farklı bir uygarlık ve kültüre dayanan yeni bir kimlik edilmesi gerekmiştir. Hintliler kendi uygarlıklarının çok eskiye dayandığını sanırlar oysa bu konuda yanılırlar çünkü toplumları yalnızca ikiyüz senelik bir geçmişe dayanmaktadır. Bir bilgiyi oluşturan ipuçları yok olduğu zaman insanlarda akılsız cahiller topluluğu gibi görünür. Bugün Hindistan‘da bu cahil insanların yaptıklarıyla o, 200 yıldan önce gelen bilgiler arasında yeniden bağlantı kurulması gerekir. Yalnızca bu yapıldığı nda 20.000 yıl içinde geliştirilmiş olan o derin anlayışın yeniden canlandırılması yaşama geçirilebilmesi mümkün olacaktır. Ne kadar intihar eğilimli olduğumuzu da o zaman anlayabileceğiz.
Sayfa 133 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
Reklam
Bize mucize gibi görünen her şey normalde uykuda olan potansiyelimizin bir anlık açığa çıkışından kaynaklanır. Bu mucize değildir. İçimizde binlerce ortaya çıkmamış mucize gizlidir; kilitli kapılar ardında saklanırlar.
Sayfa 115 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
Tapınaklar kendi bilimlerine sahiptirler ve bu bilimin içinde tüm işleyişe yönelik belli kurallar mevcuttur. İkinci adım birinciyi, üçüncü adım ikinciyi izler; tek bir adım bile atlandığında hedeflenen sonuca ulaşılamayacaktır.
Sayfa 92 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
100 yıl önce Fransa gramofonla tanıştığında, bir bilim adamı gramafonu icat ettiğini duyurduğunda, Fransız bilim akademisi iddiayı doğrulamak için toplandı. Mucit gösterisine bir plak koyarak başladı. Akademinin başkanı bir süreliğine dikkatle izledikten sonra aniden ayağa kalkıp mucidin boğazına sarıldı. Onun boğazını kullanarak bir numara yaptığını sanmıştı: yoksa bu aletten nasıl ses çıkabilirdi? Adamın boğazını daha da kuvvetle sıktı ama ses susmuyordu. Mucit, bir bilim adamından böyle bir tepki beklemiyordu; korku içinde başkana ne yaptığını sordu. Bunun bir numara olmadığını başkanın onunla birlikte odadan çıkmasını söyledi; onlar dışarıdayken gramofonun sesi hala duyuluyordu. Oradaki diğer bilim adamları da protesto ederek ortada bir numara olması gerektiğini, bunun bir şeytan işi olduğunu söyleyip, aksi takdirde küçük bir diskin nasıl konuşmaya başlamış olabileceğini sordular. Bugün gramofonun ne olduğunu bildiğimizden bu olaya gülüp geçebiliyoruz. Eğer bilmiyor olsaydık biz de aynı şekilde tepki verebilirdik.
Sayfa 91 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
Her şey yüzeyde görünür olandan ibaret değildir; dışardan görülemeyen gizli anlamlar söz konusudur. Öncelikle günümüzde kutsal hac mekanlarının anlam ve işlevini yitirmiş olduğunu ve hacca giden insanların zamanlarını boşa harcadığını görmemiz lazım. Hac düşüncesine karşı çıkanlar da haklı görünseler bile boşa zaman harcıyorlar çünkü böyle yerler hakkında hiçbir fikirleri yok. Ne hacca giden insanlar, ne de bu fikre karşı çıkanlar bu mekanların asıl amaçları ile ilgili hiçbir bilgiye sahip değiller. Yağmur dünyanın her yerinde aynı şekilde yağmaz; bazı yerler çok fazla yağmur alırken çöllerde yağmur ya hiç yağmaz, ya da çok az yağar. Benzer şekilde, dünyada yüksek bilinç yoğunluğunda ve daha düşük bilinç yoğunluğunda bölgeler vardır. Yüksek bilince sahip bölgelerde insan bilinci ile yüklü alanlar yaratmak üzere bilinçli hamleler yapılmıştır. Bu otomatik olarak değil, güçlü bireylerin bilinçleri sonucunda oluşur. Hac mekanları yaratmanın tek nedeni, herkesin içsel yolculuğuna kolaylıkla başlayabilmesini sağlamak için, bilinçli enerjilerle yüklü güçlü alanlar yaratma deneyleri yapmaktı. Dini yolda daha zayıf insanlara her konuda yardım etmek için gösterilen çaba daha yüksek ve daha güçlü bir bilinçden kaynaklanmaktadır. Hac mekanı da böylesine bir büyük bir deneydir.
Sayfa 51 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
60 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.