Gizli Özne'ye dün öğleden sonra başlayıp bu sabah bitirdim. Öyle kolay kolay elinizden bırakabileceğiniz bir kitap değil. Bittiğinde de bitmiş olmuyor. Aynı duyguları İyi Aile Yoktur'da da hissetmiştim. Kitap kulübümüzde #iyiaileyoktur konuşmaya devam ediyoruz, bir toplantı yetmedi. Yazarın yirmili yaşlarda kaleme aldığı roman , hikâye kahramanı Bihter gibi , kendi duvarlarınızdaki el izlerini fark etmenize neden oluyor. Çocukluk güçlü bir damga. Eğer hoşunuza gitmiyorsa silerek çıkmıyor. İçinden geçmek, yüzleşmek, anlamak gerekiyor.
Bir insanı anlamak , sevmek, ilişki kurmak için mutlaka çocukluğuna uğrayın. Hikaye orada başladı. Baştan sona okunmamış hikaye nasıl anlaşılır? Çocukluğunu okuyun insanların. Yaralarını fark edin. En hassas noktası sizinki gibi çocukluğu olanlar, konuşmadan anlaşır, sessizlikte buluşurlar. Okuyarak hikayelerde kendimizi buluruz. En kutsal yanı da bu; kendimizle defalarca karşılaşmak. Gözyaşı, kahkaha, hüzün, acı, delilik, küskünlük , hangi duygu gelirse gelsin içinden geçerken , ruhumuzdaki bilgeye adım adım yaklaşıyoruz.