Goethe ve İslam

Katharina Mommsen

Quotes

See All
...Müslümanlar felsefe öğretimine şu akideyle başlıyorlar: "Hiçbir şey yoktur ki aksi söylenemesin. Gençlerin zihnini böyle çalıştırıyorlar; okulda ödev olarak, ileri atılan her iddiaya zıt bir fikir bulup ifade etme şartı koşuyorlar ki bu onlara hem düşünce ve hem de konuşmada büyük bir kabiliyet kazandırıyor. Lakin ortaya atılan her önermenin aksi ileri sürülünce, o zaman şüphe doğar ve insan bunlardan hangisinin doğru olduğunu bilemez. Halbuki şüphe ile rahat huzur yoktur; çünkü şüphe insanı daha esaslı bir araştırmaya, tetkik ve karşılaştırmaya sevk eder. Bu yüzden insanoğlunu huzura kavuşturan hakikat, iyi yürütülmek şartıyla bu tecrübeden doğar. (...) Görüyorsunuz ki bu öğretinin hiçbir eksiği yoktur ve bizler de bütün sistemlerimizle daha ileri gitmiş değiliz. Zaten hiç kimse daha ilerisine gidemez. [...] Müslümanların bu felsefi sistemini hepimiz, gerek başkalarının, gerek kendimizin zihnî erdem bakımından ne derece geliştiğimizi anlamak için pekâlâ bir ölçü olarak kullanabiliriz.
Sayfa 94 - GoetheKitabı okuyor
Cennet'ten öyle bahseder ki gerçek Müslüman, Sanki bizzat kendisi oradaydı bir zaman; Nasıl vaat etmişse Kur'an öyle inanır Cennet'e Bu inanç üzerine kurulmuştur saf öğretisi dinin. Lâkin Peygamber, ol kitabın müellifi, Cennet'te sezgiyle bilir eksiklerimizi, Ve lânetinin şiddetine rağmen görür ki, Şüphe, karartır imanımızı umumiyetle. Bu yüzden Tanrı hepsini gençleştirmek üzere Bir gençlik numunesi gönderir ebedî Cennet'e; Uçarak yaklaşır o ve tereddütsüz kucaklar Boynuma dolandırır güzelim zülüflerini. Kucağımda, kalbimde taşırım o semâvî yaratığı, Bundan öte bir şey bilmek istemem elbet, Ve hem şimdi Cennet'e kuvvetle inanıyorum; Zira onu ebedi bağlılıkla öpmek istiyorum.
Sayfa 252 - GoetheKitabı okuyor
Reklam
Goethe için de Hafız için de dünya bir "ağlama ve sızlanma yeri" değildir. Hal böyle olmakla beraber Müslüman şairle mukayese kesinlikle burada son bulmamaktadır. Goethe kendi şiiri için sadece İncil'den beslenmez, bilakis idolü Hafız gibi Kur'an'dan da istifade eder. Hakikaten de Goethe hatta bir adım daha ileri gider: Doğu Batı Divanı'nın büyük girizgah şiirine o, -ki Şarkılar Kitabı'nın başında takdim etmektedir- Hegire (Hicret) başlığını vermekte ve bu şekilde Peygamberin Hicret'ine işaret etmektedir. Kendisi de bu misali takip etmektedir. Hz. Muhammed'in 622 yılında Mekke'den Medine'ye hicreti, bilindiği üzere İslam takviminin başlangıcını teşkil eder. Hicret şiirinin ilk kıtasında Doğu Batı Divanı'nın şairi, "pederşahilerin havasını teneffüs etmek" için "saf Doğu"ya "hicret eder".
yedi uyurlar telmihi
Şimdi, ey sevgili şiirlerim, böylece Bırakın kendinizi sinesine halkımın! Yorgunların uzuvlarını lütf ile Cebrail bir misk bulutunda korusun Şairin gönlü hoş olsun, Bermutat hoş ve hoşsohbet olsun, Öyle ki kayalıkları yarıp, Tüm zamanların kahramanlarıyla Cennet'in derinliklerinde adımlasın, Güzelin, mütemadiyen yeni Ve her tarafa yayıldığı o yerde Hazlar içinde dolaşsın, bundan Sonsuz kalabalık mutlu olsun. Evet, hatta bu küçük sadık köpek Efendisine refakat etsin oraya dek
1772 yılında Goethe Wetzlar'dan Herder'e şöyle yazar: "Musa'nın Kur'an'da dua ettiği gibi dua etmek istiyorum: Tanrım, göğsüme ferahlık ver."
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.