“Günümüzde sık sık masum bir sergileme ve itiraf için bir araç olan lirik biçim, uzaktan tarihiyle çelişmekte olsa da, doğal güzellikte insan ruhunun algısını ve bilimsel akıl yürütmenin sınırlarını ortaya koymaktadır çünkü kuşkuyla insanlar arasındaki algılarda uzlaşmaz bir ilişki vardır. Bu afinite, lirik şairin hümanizmin insan doğasına hükmetmek için belirlediği sınırları keşfetmemizi sağlar.
Usame Yördem’in yeni kitabı, kendisini tek ve uygun bir nesne olarak kabul ederek, kendi resminin ağırlığının altında durduğunu işitebilmesi bakımından çok önemlidir.
Bu bağlamda; elinizdeki bu kitap, şairin şiirsel tiyatrallığına klasik görünüşte daha yakın görünen bir ton olan konuşma tonu ile yazılmış olup; insan-hayvan şahsiyeti ve klasik mit arasında bir diyalog kurmaktadır ve insan sesinin materyal üzerindeki bu egemenliğinin şiirin lirik hümanizmiyle ilgili belirsizliklere karşı nasıl çalışıyor olduğunu da kanıtlamaktadır üstelik.
Şairin çokça kullandığı şiir kanatlı kelimelerin dili, eski canlılara meraklı bir ilgisinin olması bakımından kaçınılmazdır. Bazı kuşlar, insanlara tanınan bir tatlılıkla şarkı söylerken, diğer yandan, kargalar ve kuzgunlar gibi ürkütücü olanlar, Hitchcock’un “The Birds” adlı filminde olduğu gibi, popüler terörde perili görünen sesler çıkarabilirler. Demem o ki bilir misiniz hasta Omen kuşlarının şiirleri neye benzerdi?
Belki de, lirik hümanizm sınırlarında, şiirsel kuşcuğun önemi, eski hayaletleri ve Usame Yördem’in ağrılarını duymak için genişletilmelidir.”
Koray Feyiz
“Günden güne kendini yenileyen, geliştiren bir Usame ile karşı karşıyayız. Bu değişim beni şaşırtıyor çünkü kısa sürede bu denli yoğun ürün verip de kendini pek tekrar etmemek şaşırtıcı bir durum. “Göğün, Yerin ve Bülent Abi’nin Yüzü” adlı yapıtında öncekine göre daha cesur denemeler yapmış şair. Bölümlendirmeleri de kıyasladığımızda bu deneylerin rastgele olmadığını görebiliyoruz. Kısacası İ. Usame Yördem, şiirde ayaklarını yere sağlam basarak koşmaya devam ediyor ve edecek gibi gözüküyor.”