Geceleri gündüzden ne kadar başkayız, yağmurlu gecede, açık gecede, aylı gecede, aysız gecede, umduğumuz, sevdiğimiz, yorgun, sarhoş yahut hasta olduğumuz, yakınlarımızdan birini kaybettiğimiz gecelerde ne kadar başka başka insanlarız...
Sandıklar dolusu kitap okuyorum
senelerce etrafımdakilerle ve kendi kendimle çarpışıyorum, birçok sevgilerimi, meyillerimi,
ümitlerimi, kan ve göz yaşlarına bakmadan
boğazlıyorum. Bütün bu didinmeler niçin?
Kafamı rüya ve esatirden temizlemek,
istiklallerin en güç elde edileni olan fikir
istiklâline erişmek için değil mi? Başkalarını
benden çok aşağılarda görmenin verdiği vahşî
yalnızlık gururu içinde bayrağı o tepeye
dikerken omuz başımda okuyup yazdığı bile
şüpheli bir halk adamı, bir toprak adamı
beliriyor, buraya benden daha evvel geldiğini
söylüyor.