Bu velveleli haşır neşir dünyasında, topal bacakla,çolak elle,kör gözle, sağır kulakla yaşanır ,lakin genel ahenkten aykırı makam çağırana hapishaneyle tımarhaneden başka sığınak yoktur.
Ben deliliğimle övünürüm. Delilik, aklın emniyet sibobu patladıktan sonra hızlandırılmış bir dehanın niteliğidir. Akıllı adam düşünür, deli düşünmez, dehasının dikine gider. İnce düşünme insanı çok şeyi icradan men eder.
"Hey insan, zavallı insan! Her şeyi bilmeye can atıp da hâlâ kendini bilmeyen insan, sen nesin? Ananı bağırta bağırta dünyaya geldin. Bu geniş âlemin kapısı o kadar dar ki... Manda, öküz, köpek nasıl doğuruyorsa sen de tıpkı öyle doğdun."
"Deli, bütün akıllıca şeylerle zıtlaşmak hakkına sahip ayrıcalıklı bir kişidir. Tımarhanenin gömleğini, takkesini, terliğini giydikten sonra ahmak insanlığın dünyalık, ahiretlik, geleneksel bütün sorumluluklarından soyunmuş hür bir insan olursun. Bu sade elbise seni dünyanın akıllılara mahsus merasiminden, nizamlarından, ikiyüzlülüklerinden, cezalarından kurtarır. Kanun demir parmaklıklı taş pencerenin önüne kadar gelir. Seni dinler, homurdanır, geri döner. Çünkü sen onun yüzüne hiçbir akıllının söylemeye cesaret edemeyeceği sitemleri haykırabilirsin. "