Guantanamo Pakistan
Habbab Çetin AkdenizGuantanamo Pakistan Sözleri ve Alıntıları
Guantanamo Pakistan sözleri ve alıntılarını, Guantanamo Pakistan kitap alıntılarını, Guantanamo Pakistan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah’ın vazgeçtiği ve asla razı olmayacağı nankör ve zalim bir sultan olmaktansa, Allah’ın razı olduğu ve sevdiği, imanlı, izzetli ve korkusuz bir esir olmak çok daha hayırlıdır
...yaşamayı yaşamaya çalışanlarla birlikte yürümeli, onlarla birlikte yiyip içmeli, onlarla uyuyup onlarla kalkmalı ve onlarla üzülüp onlarla gülmeliydim. Onlarla aç kalmalı ve ancak onlar doyduklarında doymalıydım.
Sayfa 24Kitabı okudu
Ey zalim senden özgürlük istemem. Ben Allah'a teslim olduğum günden beri özgürüm.
Sayfa 85 - ARKKitabı okudu
Devlet geleneği olmayan Hinduların bir devleti yönetemeyeceği açıktı. İngilizlerin Hindistan'daki iktidarın kaçınılmaz olarak Müslümanların eline geçeceğini bilmesi ve bundan kaygı duymasının ürünü olarak Hindistan'ın hâkim unsuru olan Müslümanların azınlık durumuna düşmesi gerekiyordu. Müslümanların, Hindulardan ayrılarak Pakistan adında başka bir devlet kurmalarının, geleneksel İngiliz politikasına hizmet etmiş olduğunu kabullenmek acı veriyordu.
Sayfa 24Kitabı okudu
Bir insanın başka bir insana böyle acıları yaşatması için düşman olmasından başka bir sebep olmalı diye aklımdan geçiriyorum.
Sayfa 130Kitabı okudu
"Kendi sınırlarımı kendim oluşturursam zindandayım. Önce kendi zindanımı yıkmalıyım.O zaman özgürlüğüm kaçınılmaz demektir..."
Sayfa 74 - ARKKitabı okudu
Ey zalim senden özgürlük istemem.
Ben Allah'a teslim olduğum günden beri özgürüm.
Ey zalim, senden özgürlük istemem. Ben Allah'a teslim olduğum günden beri özgürüm.
Sayfa 192Kitabı okudu
Ya Rab!
Beni sensiz bırakarak imtihanımı zorlaştırma....
Yüzlerinde garip bir hüzün ve acı dolu bir özlem var. Kanaatkâr insanların birlikte yaşam mücadelesi verdikleri bu fakir coğrafyanın gizemi, batının sömürü hortumlarını yerin altından ve üstünden salarak ülkenin dört bir yanını kuşatmasından ötürü, bitmek tükenmek bilmeyen çaresizliği mi yansıtıyor? Peki, ben neden sadece onların kanaatkârlığını hissediyorum. Neden bir parça da olsa öfke ve saldırganlık, çıkarcılık ve kindarlık sezemiyorum. Dükkanında bir kaç çeşit içecekten ve çocuklar için sayılabilecek bir kaç şeker ve iki üç çeşit kuru baklagillerden başka bir şeyi olmayan bu adam, benim derdime ortak olmakla ne gibi bir kazanç elde edecek... Mistik bir beklentinin ötesinde başka bir şey sezemiyorum. Bir satırlık dua belki... ya da bir anlık güler yüz...
Sayfa 39Kitabı okudu