Julian
"Bak nasıl da sararıp solu vermiş Tanrıça kederinden
Sen ondan çok daha güzelsin diye
Ey parlak melek konuş yine!
Sen göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye... "
Asude
Merhabalar
#historical sevenler burada mı?
O zaman sizi @deasude yazarımızın kalemiyle tanışma kitabım olan #gülveavcı ile baş başa bırakıyorum arkadaşlar
Öncelikle söylemeliyim ki yazarımızın akıcı kalemine bayıldım.Esere bi başladım bide baktım 466 sayfa bitmiş bileEğer #tarihiaşk okumayı seviyorsanız mutlaka eseri
“Gerçek aşk, hayalet görmekle aynı şeydir. Herkes sözünü eder ama kendisini gören çok azdır.”
“Sessiz aşk neler yazmış, öğren artık okumayı, aşkın sırrına ermişler bilir gözleriyle duymayı.”
“İçinde yaşadığım bu zindan ile dünya arasında ne gibi bir benzerlik var onu düşünüyordum, ama başaramıyorum çünkü dünya kalabalık, burada ise bir ben varım.”
W. Shakespeare’nin |||. Richard oyunundan bir sone
(SPOİLER)
Gerçekten kitabı büyük bir hevesle okumaya başlayıp karşılığında aynı derecede büyük bir hüsranla okumayı bıraktım. Harika bir kurgu ortaya konulabilecekken ve yazarın üslubunun güzel olduğunu düşünmüşken "sert" erkek başrolümüzün ana karakterimize "istemsiz ve sarhoşken" tecavüz etmesiyle asıl karşılaşmanın gerçekleştiğini gördüm. Ne olursa olsun, ister erkek başrol çok gaddar olsun isterse dönem romanının şartları gereği olsun böyle bir karakterle nasıl bir aşk kurgusu düşünülebilir!? Eğer ana karakterimizin "aşık olmadan" ortaya koyduğu intikam mücadelesini okusaydık güzel bir kurgu derdim lâkin burada hikâye nasıl devam ederse etsin, bu bir aşk hikayesine dönüşemez. Başrol karakter bin pişman olsa da, sarhoş olsa da vs vs bu bahaneler iki ana karakter arasındaki aşkı asla masum kılmaz! Kitabı almadan buradaki yorumları incelemiştim ve birinin bu konuya değinmesini çok isterdim... Çünkü bu aşk değil.
Gül ve AvcıAsude · Ephesus Yayınları · 2013668 okunma
Evelyn'in bilmediklerinin sayısı çok azdı. Belki de Evelyn'in bilmediği tek şey aşktı. Bu unutulmuş karabasanda aşkın lafı bile dillere düşmezdi. Evelyn yaşamak ve ölmekle meşguldü.
Aşk polisiye heyacanlıydı okurken diğer sayfasında neler olacak diye elimden bırakamadığım heyacanla okudum. Hem de okumaya başladığım ilk kitap benim için yeri başka tavsiye ederim mutlaka okuyun...
Kitap, yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Bu tarzı seven biri olarak Türk bir yazarın kitabını okumayı heyecanla bekledim. (Özellikle Rita Hunter'in kitaplarını okuyup Türk bir yazarın bu tarzı ne kadar iyi işlediğini gördükten sonra.) Ancak kitabın ilk yarısı beni bayağı sıktı. Dönemdeki yanlışlıklar, kurgudaki hatalar... (Örneğin bir soylunun partisinine kim elini kolunu sallayıp ben bir düküm diye gidebilir ki... vs.) Birde ilk yarıda gereğinden fazla yapılan betimlemeler akışı sekteye uğramıştı. Hele de Julian'in gereksiz öfkesi neye neden kızdığı belli değildi adamın. Bir noktada arkadaşı ondan bahsederken sakin bir adam dedi yaa başka bir karekter mi okuyorum dedirtti. Ama ikinci yarını ilk yarıdaki hataları unutturdu. Hem kitabın temposu arttı hem de heyecanı. Yine de neredeyse 500 sayfa olan bu kitap bence 350-400 sayfa arasında da anlatılabilir ve daha akici bir kitap olabilirdi.
Kitabın genel olarak en sevdiğim noktası ise dialoglardi. Cogu zaman insanın yüzünde gülümseme bırakan eğlenceli atışmalar vardı. Karakterler gelirsek sevdiğim tek karekter ise Albert oldu. Rosa ve Julian ana karakterler olsa da bana çok işlemedi. Ikiside çok fazla celiskiliydi. Yine de kitap tüm eleştirilerine rağmen çoğu yazarın kitaplarından daha iyiydi. Benim puan kırma nedenim içten içe Rita Hunterla kiyaslamamdan.
Gül ve AvcıAsude · Ephesus Yayınları · 2013668 okunma