Gül çaresiz kalmıştı. Tahir olanca gücüyle vuruyordu. Yapacağı tek şey yüzünü gözünü sakınmak oldu. Dayak yediğini kimse anlamamalıydı. Yere düştü. Tahir, onu yerde tekmeledi, hırsını alınca da bıraktı.
Gül, yıkıldığı yerde ağlıyor, kaderine isyan ediyordu. Tahir gidip yatmıştı. Gül, yerinden zor kalktı, her yeri ağrıyordu. Gidip soğuk suyla elini yüzünü yıkadı. Aynaya baktı, yüzünde bir morluk yoktu. Sadece ağlamaktan gözleri kızarıp şişmişti, aynaya bakarak kendisiyle konuştu. "Ağlama Gül, Bundan sonra ağlamamalısın. Şimdiye kadar el birliği yapmışçasına seni ağlatmaya çalıştılar. Ama ben seni güldüreceğim. güven bana Gül.
Bütün geceyi uyumadan geçirdi. İşe gitme zamanı gelince kendisine çeki düzen verdi, yüzüne biraz pudra sürdü. Pasaportunu her ihtimale karşı Suzan'a vermişti. Bu eve bir daha dönmeyecekti...