Sözler ve Alıntılar
-Eğer Dersimliler devlete güven duymuyorsa bunun nedenini devlet kendisinde aramalı. Bugüne kadar hükümetiniz verdiği hiç bir sözü tutmadı, hiç bir vaadini yerine getirmedi. Devlet hep bizi aldattı. Dersim'de herkes Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum ve Sivas Kongrelerinde söylediklerini bilir. Yunanlılarla savaş sürerken bulunduğu vaatlerin farkındalar. Lozan görüşmeleri günlerinde meclisteki Kürdistan grubunun desteğini almak için Türklerle Kürtlerin kardeşliğinden söz ettiğinin farkındalar. Ama sonradan aynı Kemal Paşa, Kürtlere hiç bir hak tanımadı. Hükümet, Kürtlerin varlığını inkâr ediyor. Hükümetinizin politikası Kürt milletini ortadan kaldırmayı hedef ediniyor. Mesela siz okuldan bahsettiniz. Siz 'okul açalım' diyorsunuz ama orada Kürt çocukları Kürtçe yerine Türkçe okusunlar istiyorsunuz. Şartınız bu. Halk da buna tepki gösteriyor. Siz olsanız aynısını yapmaz mısınız? Şimdi bir başka devlet gelse de size dese ki ben okul açacağım ama orada Türkçe değil, benim dilim okutulacak, Türkçe yasak, karşı çıkmaz mısınız? Hem de öyle bir çıkarsınız ki kıyameti kopartırsınız. Kürtçe konuşmak bile yasak, yasağa uymayanlara ceza veriliyor. "
"Bize diyorlar ki silahınızı teslim etmelisiniz. Siz Kürt değil Türk sünüz, Türkçe öğreneceksiniz. Dersim'in geleneğini, töresini terk edeceksiniz. Biz ne dersek o olacak. Askere gidin dedik mi, askere gideceksiniz. Ne kadar istersek o kadar vergi vereceksiniz. Her yere Türk bayrağı asılacak. Kendi dilimizi konuşma-mız yasak olacak. Peki, geriye ne kalıyor? Insan dilini konuşmazsa, kendi türküsünü söyleyemezse, kendi örf ve âdetini terk ederse, kendi silahını teslim ederse insan sayılır mı? "
Sayfa 165Kitabı okuyor
"... serbest bırakırlar mı?' diye düşüneniniz olmuştur. Şunu söyleyeyim ki böyle boş şeyleri düşünmenin hiç bir anlamı yok. Hepimiz mahkemelerin nasıl olduğunu biliyoruz. Karşına adam kılıklı bir kaç kişi oturtuyorlar, sonra da eline fermanı verip 'yargıla' diyorlar. Bunların mahkeme sayılacak bir yanları var mı Allah aşkına? Böyle bir şeyi kim iddia edebilir? Buralar, birer cellathanedir benim bildiğim. Kana doymayan cellathaneler. Öyle ya kadına çocuğa acımayanlar, bize neden acısınlar? Onları yaşatmak istemeyenler bize neden hayat hakkı tanısınlar?
Sey Rıza
Sayfa 238Kitabı okuyor
Ve doğrusunu istersen tahammül edemiyorum bazen , vicdanım sızlıyor , isyan edeceğim geliyor. Ama ne yaparsın ki çaresiz haldeyiz , elimizden bir şey gelmiyor.
Sayfa 114Kitabı okudu
Yeni şeylere alışmak biraz zaman alır genellikle , ama insan bir kez alıştıktan sonra da bırakmak istemez.
Sayfa 7Kitabı okudu
Güneşin doğuşunu keklikler müjdeliyordu.
Sayfa 110Kitabı okudu
Aynı anda tereddüt göstermeden, dimdik bir halde ve gözlerini sehpa dan ayırmadan kararlı adımlarla yürüdü. Bu sırada yanına sokulmak is teyen celladı da eliyle iteleyerek uzaklaştırdı, ipi bizzat kendisi boynuna geçirdi ve sandalyeyi gene kendisi tekmeleyip fırlattı attı.
Sayfa 246Kitabı okuyor