Her şey bir tohumun toprağa düşmesiyle başladı.
Tohum, beraberinde bir avuçtan salınan bahçıvan yüreğini de gömdü toprağa.
Baştan başa sabır yüklü bir yürek.
Toprak kadim misafirine bağrını açtı.
Ve yağmur...
Göklerden haber getiren yağmur tüm serinliğini verdi tohuma.
Azap saçan sıcağa inat, kana kana içti yağmuru tohum.
"Bey!" dedi bahçıvanın karısı.
"Herkes buğday eker tarlasına, sen gül. Bilmez misin, bu mübarek ne ekmek olur, ne katık!"
Kaynayan çorbaya baktı bahçıvan.