Gülüşün ve Unutuşun Kitabı kitaplarını, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı sözleri ve alıntılarını, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı yazarlarını, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Birşeyler, önceden bilinen anlamlarını ansızın yitirecek ve önceden belirlendiği sanılan sıralarından çıkacak oldu mu, bizde gülme duygusu uyandırır (Moskova'da yetiştirilmiş bir Marksistin yıldız falına inanması gibi). Demek ki, aslında gülmek, şeytanın etki alanına giren bir şey. Gülmede uğursuz bir yan var (birşeyler, sanıldığından çok değişik biçimde birden şekil değiştiriveriyor), ama öte yandan insanı hafifleten iyileştirici bir yanı da var (bazı şeyler bize sanıldıklarından daha hafif görünmeye başlıyor, bizi daha özgürce yaşamaya bırakıyor, o sert ciddiyetlerinin ağırlığı altında ezilmemizi önlüyor).
Melekler,
Melekler iyiliğin yandaşı değil, kutsal birer yaratıktırlar. Şeytan da, tam tersine, kutsal yaşamın bütün akılcı görüntüsünü reddeden bir yaratık.
Herkesin bildiği gibi dünya egemenliğini meleklerle şeytanlar paylaşmaktadır. Ancak, dünyanın iyiliği bakımından, meleklerin şeytanlara üstünlük sağlaması gerekmemektedir (oysa çocukken buna inanırdım), birinin ve ötekinin güçlerinin aşağı yukarı eşit olması daha iyidir. Dünyada, iyilik duytuları ağır basacak olursa (meleklerin gücü), insanlar bunun ağırlığı altında ezilirler. Buna karşılık dünya bütün anlamını yitirecek olursa (şeytanların hüküm sürmesi hali), bu takdirde de hiç yaşanılmaz.
Gelecek kimsenin umurunda olmayan, ilgisiz bir boşluktur, geçmiş ise yaşam doludur, kızdırır, başkaldırtır, yaralar, o kadar ki, bu yüzden onu yok etmek ya da yeniden yaratmak isteriz.
Günümüzde zaman büyük adımlarla ilerliyor. Tarihi olaylar bir gecede unutuluveriyor, hemen ertesi sabah, bir yenisinin çiğ damlacıkları parıldamaya başlıyor.
Şeytanı bir kötülük yanlısı ,melek'i ise iyilik savaşçısı olarak kabul etmek, meleklerin demagojisine ayak uydurmak olur. Bu işler kuşkusuz çok daha karmaşık