İki kadın.
İki hayat
Sally ve Liss ile tanıştıracağım sizleri. Çok farklı dünyaların, hayatların insanları gibi görünselerde bu iki kadını bir araya getiren birşeyler vardı ve henüz ikisi de bu şeylerin ne olduğunu bilmiyorlardı.
Birbirini kelimelere gerek duymadan anlayabilen bu iki kadın farkındaydılar birbirlerinin varoluş sancısına deva olacaklarının...
Sally ; yanlış bir hayatta ve hattâ yanlış bir aile de dünyaya geldiğini düşünüyordu. Ailesi, çevresi onu anlamıyordu. Dolayısıyla çok öfkeli, hayata ve insanlara kızgın bir genç kadındı.
Liss ; tek başına yaşamını sürdürdüğü büyük çiftlikte tüm işlerini kendisi görüyor ve bu yalnızlığa alışmış, unutmaya çalıştığı geçmiş ile birlikte kendini de unutmuş bir kadındı.
Tedavi görmesi için kaldığı klinikten kaçan Sally'nin yolu Liss ile kesiştiğinde, ikisi de birbirinin farklılıklarını farketsede, birlikte Liss'in sahibi olduğu çiftlikte yaşamaya başlarlar. Günler, haftalara, aylara dönerken ve ikisi birlikte çiftlik işlerini yaparken birbirlerini tanımaya başlarlar. Başlangıçta her ikisi de biraz çekingen, biraz tutuk, az konuşurlarken, zamanla aralarında söze gereksinim duymadan anlaşabildikleri bir bağ kurulur...
Doğanın iyileştirici gücünü, sevgiyi ve hem kendini hem de karşısındakini olduğu gibi kabul etmenin bu iki hayatı nasıl değiştirip, dönüştürdüğünü görmek isterseniz bu kitabı mutlaka okumalısınız.
Aklımıza, ruhumuza, gönlümüze iyi gelecek kitaplara çıksın yollarımız derim hep, ve işte bu kitap onlardan biri :-)