Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.36.38
Gün Olur Asra Bedel
Cengiz AytmatovGün Olur Asra Bedel Reviews
You can find Gün Olur Asra Bedel reviews, Gün Olur Asra Bedel book reviews, Gün Olur Asra Bedel ratings on 1000Kitap.Score
8.4Out of 10
Kitap; Sovyetler Birliği döneminde yaşanan sosyal ve kültürel sorunların özeleştirisidir.İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yedigey'in yaşadığı maceraları anlatır.Özel bir teknikle yazılmış diyebiliriz;geleceğin bilim kurgusu , geçmişin efsaneleriyle harmanlanıp anlatılmış.
"Yedigey, cân dostu Kazgangap'ın naaşım vefa borcunu ödemek üzere küçük
Gün Olur Asra Bedel
2014’de lisenin ilk yılında edebiyat öğretmenim ödev olarak vermişti. Kitabın bir kaç sayfasını açtıktan sonra hiç okumak istemedim. Kapattım ve kitaplığıma koydum. Bu yıl elim bu kitaba gitti açtım okumaya başladım. O zaman saçma ve boş gelen sayfalar bana aşırı ilgi çekici geldi. Her sayfa bana Sarı Özek’te yaşıyormuş hissi verdi. Yedigey, Kazangap, Ukubala, Abutalip ve Zarife hepsinin yanındaymışım hepsi benim arkadaşımmış gibi hissettim. Bazılarına üzüldüm bazılara kızdım. Her olay benim için çok anlamlıydı. Kitap bitti, bütün karakterleri özleyecekmişim gibi hissediyorum. Keşke bu kadar geciktirmeseydim okumayı..
Cengiz Aytmatov'u okurken kafanızda bir festival filmi izliyor gibi oluyorsunuz. Ben yıllardır sıkılmadan okurum yazarımızı, kalemi bana kusursuz gelir.
Bu kitabın konusu da beni sıcacık etti, kendimi doymuş gibi hissettim. Yalnız sonucu tam bir soru işareti :( Tabi sonuç diyebilirsek. Çevirmenin notuna bakarsak kitabın bir kısmı yayınlanmamış farklı ihtimallerden ötürü. Sanırım bu yüzden.
Kitabı bitirince ilk dediğim şey: "Bu nasıl güzel bir kitap ismi seçmek" oldu. Zaten güzel kitaplar da bitirince hakkında düşünüp yorumlayabildiğimiz kitaplar değil midir?
"Hayat böyleymiş! Her şey korkunç, karışık, inanılmaz. İşin bir başı bir de sonu var, ortasında ise herkes kaderini yaşıyor."
Demir alma günü gelince arkada kalanlar için son görev, sevdiğini kaybetmeden önce arzuladığı gibi uğurlamak istemeleri… Gün Olur Asra Bedel sevdiği, değer verdiği arkadaşına karşı son görevi layığıyla yerine
Kendimi karakterlerle o uçsuz bucaksız bozkırda yaşarken hissettim. Acılarını, ilişkilerini, birbirleriyle olan duygu paylaşımlarını, gelenekleri unutturmama çabası, savaşın insanlar üzerindeki etkisi, yoklukta tutunma gayreti...
Bilim kurgu esintisi de çok doğal bir biçimde aralara serpiştirilerek farklı zamanlarda yaşanıldığı hissini verip ilgi çekici bir şekilde ortaya konulmuş.
Son olarak mankurta değinmeden geçemeyeceğim sosyal kimlik değişikliği, kendi kültürüne yabancılaşma olarak da biliniyor bu hüzün dolu bir efsaneyle okuyucuya hissettirilmiş.
Eser en güzel motifler seçilerek ilmek ilmek işlenmiş gibi..
Cengiz Aytmatov’un Rusya’ya komünizm gelmesi sırasında geleneklerini korumaya çalışan insanların anılarını, kutsal gördüğü değerlerin yok sayılması, mankurtlaşma (kölelere uygulanan işkence) veya geleneklerini koruma arasındaki tercihler arasında kalmalarını yazdığı muhteşem eser.
Kitap; bir tren istasyonunda türlü işler yapmakla görevli Yedigey ve onun ebedi dostu Kazangap’ın hikayesidir. Bozkırın kuraklığında bir köyde yaşamını sürdüren Yedigey, ebedi dostu Kazangap’ın ölümü sonucu, üzerine düşen son vazifesi cenazeyi gömmek için devesinin sırtında yollara düşmesiyle başlıyor hikaye.
Cengiz Aytmatov’un az çok yaşamını bilenler bir gerçekliği tekrar anlamış olacaklardır; birçok yazar gibi Aytmatov da yaşadığı dönemdeki mücadelelerden, zorluklardan, savaş yaşantısından esinlenerek bir yapıt ortaya çıkarmıştır. Aslında kitap sadece bir günde geçen olayları anlatır ama ‘o bir gün asra bedel’.
Kitabı okurken Yedigey’in yol boyunca yaşantısından anıları hatırlamasıyla bizi de o anılara götürdüğü bir yolculuk yaşıyoruz. Kitap geniş içeriğe sahip. Çeşitli efsanelerden tutun da şairlerden, şiirlerden hatta bilimden bile söz etmiş yazarımız. Hemde akıcılığını bozmadan.
**Ek olarak “Cengiz Han’a Küsen Bulut”, bu eserin devamı niteliğinde olup bu kitapta yer verilmeyen bazı yaşam mücadeleleri ve dahasının olduğu bir kitap. O günün şartlarından dolayı Aytmatov hepsini tek halinde yayımlayamamış.
Geçmiş zaman ,şimdiki zaman ve gelecek zaman
Lise birinci sınıfta öğretmenimiz yazılıda soracağını söylemişti bende öğretmene karşı nefretimden okumamıştım. Aradan yaklaşık on iki sene geçti ve kitabı elime aldım ne günlerdi ya diyerek okumaya başladım okumaya başladığım andan itibaren büyük bir etkiye kapıldım. Karakterler zaman kavramı o kadar iyiki...
Bu kitap bana kişisel gelişim ile roman arasındaki farkı öğretti. Hani birisi size bir öğüt verir, sizin bir kulağınızdan girer, diğerinden çıkar. Sonra bir olay yaşadığınızda birden kulaklarınızda o öğüt yankılanır ve yaşayarak öğrenmiş olursunuz ya. İşte kişisel gelişim ile roman arasındaki fark da budur. Kişisel gelişim öğüt gibidir. Okur,
Mankurtlarla aynı çağda yaşıyoruz. Onları tanımak istiyorsanız okumanız gereken bir kitap. Eğer benimle aynı düşünce yapısına sahipseniz niçin mankurtlarla aynı çağda yaşıyoruz dediğimi anlarsınız.
Bazı günler vardır geçmek bilmez bazen de zaman öyle hızlıdır ki su gibi akıp gider ..bu kitapta da zaman öyle yavaş ilerliyor ki yaşanan bir gün bir asrı anlatıyor sanki..
Boranlı tren istasyonunda tren yolu işçisi olarak çalışan Yedigey’in biricik dostu kazangap ı defnetmek üzere (vasiyet üzerine )Ana beyit mezarlığına yola çıktıkları gün yaşadıkları ,hatta tüm hayatı boyunca yaşadıkları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer..kitapta 1 gün bir asır gibi anlatılmaktadır ..
Sovyetler birliği zamanlarında yaşanan savaş ve insanlar üzerindeki etkisi ,öğretmen çift kuttubayevlerin savaş yüzünden çektiği tüm sıkıntılar ,dostluklar ,yardımlaşmalar ,sevdalar ,
bozkırdaki zorlu yaşam şartları,efsaneler ,trenler ve yolculuklar ,komşuluk arkadaşlık ilişkileri öyle güzel işlenmiş ki ..özellikle nayman ana ve oğlunun yaşadıkları beni çok etkiledi ..çok hüzünlendim o bölümü okurken ..
Ana karakter olan yedigey öyle kocaman bir yüreğe sahip ki herkese kucak açıyor ve sahip çıkmak istiyor ..aynı zamanda çok iyi niyetli bir karakter ve böyle insanlara gerçekten özlem duyduğumuzu farkettim …
Kitap oldukça sade bir anlatıma sahip ama çok samimi ve içinde farklı farklı o kadar güzel hikayeler var ki bir şekilde bağlanıyorsunuz ve kopamıyorsunuz kitaptan …Aytmatov’un dili genelde akıcı bu kitabını da diğerleri gibi çok sevdim..herkese tavsiye eder ,keyifli okumalar dilerim ..
Bunda da kitabın içindeydim. Hadi bakalım sıradakinde ne olacak?
"Gün olur asra bedel"
Çünkü yakın bir dostunu gömeceksin ve onu gömmek için gittiğin mezarın yolculuğunda o ıssız sarı özeğe geldiğin günden beri yaşadıkların birer birer aklına geliyor.
Aklına, kalbine büyük tesiri dokunmuş olan olayları teker teker, detaylıca hatırlıyorsun ve senin o günün bir asra dönüşüyor.
Kitabın ilk ismi "gün uzar yüzyıl olur" da olayı açıklıyor.
Kitabın karakterinin ailesini, düşüncelerini, sevgisini, üzüntüsünü, sevincini, ve daha bir çok özelliğini yaşadığı olaylarla anlatıyor. Okuyana yaşatıyor ve okuyan kimi yerde duygulanırken kimi yerde yaşıyormuşcasına seviniyor, eğleniyor. Zaten bir kitabın içindeymişsin gibi hissetmek, o kitabın etkisini çok iyi gösteriyor.
Ve kitabı bitirince de o ailenin, karşılaştıkları kişilerin, oradaki o ıssız sarı özekteki çocukların geleceğini merak ediyorsun. Çünkü bitirdiğinde, o kitabın kahramanı olduğunu anlıyorsun.
bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı.
Savaşta beyninden hasar alan ve sağlığına kavuştuktan sonra Kazangap vasıtasıyla demir yolu işçisi olan Yedigey'in başından geçenleri anlatıyor. Yedigey'in hayatı ise başlarından bir felaket geçecek olan Kuttubayev' den sonra dönüm yaşayacaktır.
Kitap 4 konu üzerinde ilerliyor. Yedigey’in en yakın arkadaşı olan kazangap’ın ölümün üzüntüsü ve onun defin işleriyle ilgilenmesi, uzaylılarla iletişime geçilmesi Amerikalı astronot 1-2 ve Rus astronot 2-1 in uzay yolculuğu macerası, Cihan harbinden Gazi olarak baş kahraman Yedigey’in hayatı.
Kitapta en yakın arkadaşı Kazangap'ın cenazesini Ana-Beyit mezarlığına defnetmek üzere yolda giderken, geçmişe ait hatıraları yeniden canlanan Yedigey'in hikayesi anlatılıyor.
Dostluğu, sadakati Yedigey’le, olgunluğu Ukubala’yla, mücadele ve saf sevgiyi Zarife ve Abutalip’le, iyi kalpliliği, yardımseverliği Kazangap’la, vefasızlığı, kibiri Sabitcan’la görüyoruz kitapta.
Değinmeden gecemeyecegim kitabın en güzel ve en ilginç bölümünün siyasi sebeplerle yayınlanamamış olmasıdır
Cevirmenin notu;
“Cengiz Han’a Küsen Bulut” adını taşıyan bu çok güzel romanı okumadan “Gün Olur Asra Bedel” romanının tamamını okumuş olamıyacağınızı siz sayın okurlarımıza hatırlatmayı gerekli görüyorum. Aytmatov bu son eserinden (Cengiz Han’a Küsen Bulut’ta) Cengiz Han’ın Avrupa seferiyle ilgili çok güzel ve bugünlere çağrışım yaptıran bir efsaneyi, öğretmen Abutalip Kuttubayev’in nasıl öldüğünü ve KGB’nin insanı şaşkınlıklar içinde bırakan çalışma yöntemlerini öğreniyoruz. Saygılarımla. (Refik Özdek)
Bir Tavsiye
Aklıma geldikçe, içerisinden rastgele bir bölüm seçip, tekrar tekrar okuyup durduğum kitaplarımdan biri de Gün Olur Asra Bedel adlı, Cengiz Aytmatov eseri... Her okumada yeni bir cümle dokunuyor ruhuma, hayatıma. Bu etkiyi yaratan kaç kitap yazılmıştır ki dünyada? Her sözü, farklı olaylarda farklı etkiler bırakıyor insanda. Hiç kitap okumayan biri bile en azından tek bir kitap okuyacaksa bence bu kitap olabilir. Aslında herkesin okuması gereken bir çok kitabı sayabilirim ama bu kitabın çok yönlü bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Tam da bu sebeble; kitaplığımın en nadide parçası bu kitap olacaktır her zaman.
Okuyanlara, okuyacaklara tek önerim dönem dönem tekrar okumaları olucak.
Gün Olur Arsa Bedel
Yazarın ikinci kitabını okuduktan sonra yazar ile tanışmak için neden bu kadar geç kalmışım diye üzüldüm.
Kitabın olaylar örgüsü, anlatımı çok yalın sade.
Yazar olayların içine alıyor resmen sizi.
Kitabın konusu,
İkinci Dünya Savaşı sonrası Kazak bozkırı Sarı Özek'in Boranlı tren istasyonunda çalışmaya başlayan Yedigey'in hayatını konu alır.
Yedigey uzun yıllar arkadaşlık yaptığı Kazangap'ın cenazesini vasiyeti gereği Ana_Beyit diye adlandırdıkları atalarının mezarlığına götürür.
İşte kitabın içeriği bu 24 saatlik zamanda Yedigey'in geçmişte yaşadıklarını hatırlamasını içerir.
Geçmişte savaş sonrası Boranlıya gelişi, Kazangap ile olan dostluğu,
Mankurt efsanesi , Nayman Ana efsanesi, Abu Talip Kutlubayev ve eşi Zarife 'nin yaşadıkları gibi bir çok kişiyi ve olayı tam bu 24 saatlik zamanda dilimde aklına getirir.
Ard zamanlı bir anlatım tekniği ile okuyucu ile buluşturur.
Yazarın kitabın sonundaki notunda kitabın devamı olan( O dönemde yayınlanmasına izin verilmeyen uzun bir bölümü) Cengiz Han'a Küsen Bulut kitabını okumadan kitabın bitmediğini belirtiyor.
Ben kitabı çok beğendim.
Okuyun,okutun derim.
"Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi.
Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı Özek uzar giderdi.
Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı.
Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi."
Kazangap'ın ölümüyle başlayan kitap onun gömülme sürecini ve bu süreçte Yedigey'in anılarından bahsediyor.
Kitabın en sevdiğim bölümü şüphesin Parite 1-2 ve 2-1 kozmonotlarının işlendiği bölümlerdi.
Kitabın sonunda çevirmenin önerdiği 'Cengiz Han'a Küsen Bulut' okuma listesine eklendi. Bu kitapta okuduğum kitapla ilgili bazı detaylara değiniliyormuş.
Tavsiye ederim. Severek okudum.