Burada bu kitap için getirilen bir önceki yorumda verilen bilgi yanlıştır. Bu bir polisiye gerilim romanı değildir. Hollanda'nın günümüz yazarlarından Anja Sicking'in, on sekizinci yüzyıl Hollandasını anlattığı, romantik bir hikayedir, bu. Hikaye hakkında ipucu vermemek için ne olduğunu söyleyemediğim bir toplumsal sorunun, o dönemde halk, devlet ve mahkeme tarafından nasıl yorumlandığını anlatan roman; böylelikle dönemin adalet sistemine getirilen yermelerle, günümüze kadar toplumsal ve bireysel haklar için sistemin nasıl gelişim gösterdiğine açıklık getirmektedir.
Ailesinin başına gelen büyük bir felaket sonrası Anna, hizmetçilik yapmak için başkente geliyor. Yeni patronu besteci ve müzisyen Mösyö De Malapert, disiplinli ve mütevazı yaşamıyla dikkat çekiyor. Anna'nın aitlik duygusu zamanla gönül ilişkisine dönüşüyor. Mösyö'nün bundan haberi yok. Derken, bütün memleket toplumsal bir sorunla yüzleşmek durumunda kalıyor. Toplu tutuklanmalar yaşanıyor. Mösyö de birden kendini bu sarmalın içerisinde buluyor. Peki, prensiplerinden hiç taviz vermeyen Mösyö, nasıl olur da kendini karanlık sorunların içerisine itiyor? Memlekette huzur bırakmayan bu toplumsal sorun ne? Anna'nın bu olaylardaki konumu ne?
Duygusal ve dramatik bir konusu olduğu kadar heyecanlı bir hikayedir de bu. İyi okumalar...