ben mutluluğu anlamakta görenlerdenim, aldanmakta avunmakta değil. Kendimizi anlayalım, elimizden ne gelir, ne gelmez, bilelim onu, yeter mutlu olmamıza. Üzüldüğümüzde olurmuş, olsun. Üzülmenin de mutluluğa yardımı vardır.
Ön yargılardan kaçınalım diyoruz. Bir de kendim düşünmeden, doğru olup olmadığını bir de kendimiz araştırmadan benimsediğimiz düşünülerin, kanıların hepsi de birer ön yargıdır. Öyle kimseler bilirim, "İki iki daha dört eder" sözü bile onların ağzında bir ön yargı, bir yalan oluyor.
Geçmişi anmakta, geçmişin en acı günlerini bile anmakta bir tat var, ağulu bir tat. Seviyoruz biz o tadı, ağusunu da seviyoruz. Geçmişi anarak ırmağı durduracağımızı, bir günümüzü bir daha yaşayacağımızı sanıyoruz .
Kadına kırk yüzyıldan beri "Sen şunu yapamazsın, bunu başaramazsın" demişiz, sonra da kadının şunu yapamadığını, bunu başaramadığını görünce "Demedik miydi biz?" diye kurumlanıyoruz.