Silgisini arayan bir kurşunkalem gibiyim
gökyüzüyle yüzleşmeye yüzüm yok
dönüp dönüp kaybettiğim muhkem adımlarım
bu yorgunluk
bu ihtiyat panayırında ulu orta parmak ısırmalar
çiçeği burnunda bir hayatın şımarık provaları
bir toplu mezara dönüşüyor hayra yorulmuş rüyalarım.
Muhtemel bir suni teneffüs ayini
rehin alamaz rüzgarda sallanan boş salıncakları
beni bir çocuk ağlaması tuttu
geçiştirilmiş, üzeri çizilmiş, çarçur edilmiş bir ağrı
sancılarımı aramaya koyuldum meşum bir günde
üzerimde yapıştırma bir hovardalık
özne olmak arzusunda mütereddit tebessümlerim
önceden hazırlanmış ezber cümleler
bir gündönümü sızlaması alnımda.
En iyi anneler bilir çocuklarının sevdiği yemekleri
ve çocuklar büyüyünce sancılara belenir
beyaz mendiller içinde saklanan hayaller
annelerin gizli hafiyesi gibi ceplerde gezinir.
Şansım yaver giderse taşralı bir genç gibi karşılanırım
sudaki benzin gibi rengarenk dağılmam karşında
sendeleten gülümseyişlerinle dizlerim çözülmez.
Nedensiz itirazlar yükseliyor makul aynalarda
cezbetmiyor artık tehditkâr işmarlar
madeni gülümseyişlerimi de aldım yanıma
belki yararı olur diye vesikalık fotoğraflarım, müdahil avukatlar
mutedil bir vezin ile aşka intisap ettim.
Beni tahrik edemez asılı kalmış kırmızı bir ayrıntı
gelgeç heveslerim, göz kırpmalar
işaret bekleyen yalanlar.