Gündüzler ve Geceler

Konstantin Simonov

Gündüzler ve Geceler Posts

You can find Gündüzler ve Geceler books, Gündüzler ve Geceler quotes and quotes, Gündüzler ve Geceler authors, Gündüzler ve Geceler reviews and reviews on 1000Kitap.
466 syf.
·
Not rated
·
Read in 80 days
Nazi işgali altındaki Vatan Topraklarını savunan kahramanların hikayesi.
Yıl 1942... İkinci Dünya Savaşı’nın en karanlık günleri yaşanmakta... Avrupa boydan boya faşizmin boyunduruğu altındadır. Sovyetler Birliği’ne saldırısının ikinci yılında, hızla Kafkasya’daki petrol yataklarına ilerleyen Nazi Ordusu’nun önüne son bir engel çıkmaktadır: Stalingrad şehri. Son direnç noktası. Haritada bir noktadan fazla bir yer kaplamayan bu şehir, kelimenin tam anlamıyla faşizme karşı direnmenin sembolü haline gelmiştir. Nazi işgali altındaki Paris’ten, Prag’a, Varşova Getto’sundan, toplama kamplarından, Yugoslavya dağlarından; SSCB’nin diğer şehirlerine, hatta Londra’ya, Washington’a dek tüm dünyanın nefesini tutarak sonucunu beklediği bir çarpışmadır, Volga nehrinin kıyısında yaşanan çarpışma. Stalingrad savaşı, Nazilerin o ana değin aldıkları en büyük yenilgidir ve her yerde coşkuyla karşılanmış, umut ışığı olmuştur.
Gündüzler ve Geceler
Gündüzler ve GecelerKonstantin Simonov · Yar Yayınları · 2021104 okunma
Tanrım, yaşayacak ne çok şey vardı ve ne kadar azını görmüştü hayatta. Bir anlığına bile olsa, her şeye sahip olduğunu düşünen bir kişi için yaşamak ne kadar sıkıcı ve imkansız olmalı...
Reklam
Gece savaşlarında belirleyici olan, asker sayısı değil, savaşanların sinirlerinin sağlamlığı ve gücüdür.
Bugün bir cerrah öldü, dedi. Ölmeden önce onu naklettim... Her zaman kızgındı, herkese küfrederdi. Ameliyat yaptığı zamanlarda hep küfreder, bize bağınr çağınırdı. Ve biliyorsunuz, yaralılar ne kadar inler, o ise onları daha çok incitiyor, o kadar küfrediyordu. Kendisinin ölümü yaklaştiğnda, onu ben naklettim midesinden yaralanmışt- çok acı çekiyordu ama sessizce uzandı, küfretmedi ve hiçbir şey söylemedi. Onun belki de çok nazik bir insan olduğunu fark ettim. Insanların nasıl yaralandığını göremediği için sövüp sayıyordu, kendisi yaralandığnda sessiz kaldı ve ölene kadar hiçbir şey söylemedi. Gik bile demedi... Sadece onun üzerine eğilip ağladığımda, birden gülümsedi.
İnsan ruhu, hiçbir şeyin sonsuzluğunu kabul etmez. İnsanın bilincinde, günü geldiğinde her şeyin sona ereceği inancı egemendir.
Petya onun yüreğini okumuştu sanki, yüzbaşının da hayalleri ve bu hayaller asla küçümsenecek şeyler degildi, büyük beklentilerdi bunlar. Saburov gözlerini kapayarak düşünmeye başladı; son bir buçuk yıldır düşler, ne geleceğe ilişkin tasarılar, ne geç kalmış pişmanlıklar gömülmüştür bu topraklara kim bilir?.. Ne kadar çok düş kuran, isteyen, düşünen, pişman olan insan gömülmüştür?. Şimdi ona, bütün bu hayaller, yapılacaklar mümkün, ancak yerine getirilmemiş gibi görünüyordu. Hepsi de şimdi ölmüş olanlarca tasarlanmış ama gerçekleştirilememişti, şimdi bu yapılacak işlerin tüm ağırlğı yaşayanların sırtina biniyor ve omuzlarına düşüyordu. Nasıl olacaktı tüm bunlar? Savaştan sonra hayatın nasıl olacağını düşündü Saburov, ama savaştan önce, ileride ona ne olacağını hayal edemediği gibi, bunu da gözünün önüne getiremedi.
Reklam
89 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.