"Gerçekte, yaşamakta olduğu güçlüklerden değerler üretebilmiş.. bunun için sanki inatla yıllarca çaba göstermiş.. -hiç değilse büyük ölçüde- bunu başarmış.. başarabilmiş.. ve bununla mutlu da olan.. olmaya çalışan.. ve çoğu zaman bunu da başaran.. başarabilmiş biriyim ben.
Bu açıdan bakarsanız..."
Ne de güzel gülmüştü!..
Sonra da yürümüş gitmişti.
Saate gözleri takıldı. Elbette, -yine- çalışmıyordu.Yıllardır duvarda öyle asılı dururdu. Akrep ile yelkovanı saat beş buçuğa düşmüştü ve öyle birbirine takılı kalmıştı. Guguğu da hiç dışarı cıkmazdı. Yine de, eve bir güngörmüşlük katardı sanki.
Evet, daha neler!..
Öyle değil miydi?
" (...) şimşek çakınca, yağmurinince, sizi bekledim hep. Çıkarsınız.. bana bakarsınız diye. Bakardınız ama, beni yüreklendirmeye hiç de yetmezdi. Ne de olsa, nasıl bakıldığına göre değişmiyor mu, nasıl görüldüğü ya da nasıl göründüğü?.."