Güneş Giderken,
Bazen bazı duygular, bazı konuşmalar, bazı anlar yarım kalır, belki de bilerek yarım bırakılır,boşlukları biz dolduralım diye.
Necati Tosuner bu anlamda küçürek hikayenin yapı taşlarından biri olduğunu düşündüğüm bir yazar.
Eserde 8 öykü var ve her öykünün kendi içinde bir akışı. Bir sonraki hikaye bir önceki hikayenin tadını aratmıyor. Akışa kolayca kapılıyor bazen sonu yarım kalmış hikayeyi siz tamamlarken buluyorsunuz kendinizi. Kahramanların iç dünyası eserin yönünü belirleyen önemli unsurlardan biri. Bazen onların yerine cevap verirken buluyorsunuz kendinizi. Benim her hikayede iç benim'e yaptığım bir yolculuk oldu. "Ben olsam ne yapardım cümlesini çok tarttım kitap boyunca. Severek okuduğum bir kitap oldu.
Güneş GiderkenNecati Tosuner · İş Bankası Kültür Yayınları · 201268 okunma
Necati Tosuner' in Güneş giderken kitabı 8 hikayeden oluşmakta yazar yaşlanıyor olma duygusunu
işliyor. Dün gibi gelen anıların eskidiği, tutkuların yıprandığı, telaşların
boşuna olduğu, pişmanlıkların geride kaldığı, umutlara ulaşılamadığı
fark edilse de, o yaşlanmayan yüreğin nasıl kıpırdandığını öykülüyor.
Necati Tosuner bu öykülerde günlük olayları, bilinen duyguları,
Sıradan insanlık hallerini iyi bir dil ustalığıyla ince ve kırılgan bir
örgü haline getiriyor.
Güneş GiderkenNecati Tosuner · İş Bankası Kültür Yayınları · 201268 okunma
"Gerçekte, yaşamakta olduğu güçlüklerden değerler üretebilmiş.. bunun için sanki inatla yıllarca çaba göstermiş.. -hiç değilse büyük ölçüde- bunu başarmış.. başarabilmiş.. ve bununla mutlu da olan.. olmaya çalışan.. ve çoğu zaman bunu da başaran.. başarabilmiş biriyim ben.
Bu açıdan bakarsanız..."
Ne de güzel gülmüştü!..
Sonra da yürümüş gitmişti.
Saate gözleri takıldı. Elbette, -yine- çalışmıyordu.Yıllardır duvarda öyle asılı dururdu. Akrep ile yelkovanı saat beş buçuğa düşmüştü ve öyle birbirine takılı kalmıştı. Guguğu da hiç dışarı cıkmazdı. Yine de, eve bir güngörmüşlük katardı sanki.
Evet, daha neler!..
Öyle değil miydi?
" (...) şimşek çakınca, yağmurinince, sizi bekledim hep. Çıkarsınız.. bana bakarsınız diye. Bakardınız ama, beni yüreklendirmeye hiç de yetmezdi. Ne de olsa, nasıl bakıldığına göre değişmiyor mu, nasıl görüldüğü ya da nasıl göründüğü?.."