Üstelik, çok belirgin olarak görülen, bir"mesafeli uzaklığın” söz konusuydu.
Ya da, -daha iyimser deyişle-bir "mesafeli yakınlığın” vardı.
Soğukluk gibi değilse de, yoğun bir serinlik yaşanıyordu ortalıkta. Yanıma oturmanı isteyişim bu yüzdendi. (...) Sen de, sanki bir şey yokmuş gibilerden kalkıp öteki kanepeye geçtin.