Tiyatro oyuncusu Alex sahnede yaşadığı talihsizlik sonucu oyunculuğu bırakmak zorunda kalmıştır. Sonrasında hayatını ve kendisini sorgulamaya başlayan Alex, bir akşam aracıyla yolculuk ettiği sırası aniden önüne çıkan bir canlıyı görür görmez fren yapar ve aracını durdurur. Arabadan indiğinde kendisini çocukluğunun geçtiği kasabayı gören tepede olduğunu farkeder. Bunun bir işaret, mesaj olduğunu düşünen Alex, yaşadığı şehirden, karısından, kızından uzaklaşıp, ailesinden kalan evde bu kasaba da yaşamaya karar verir.
Zamanın ve kulanılmamanın etkisi ile yıpranmış olan eve yerleştikten bir süre sonra bu dünyaya ait olmayan varlıklarında orada kendisiyle birlikte yaşadıklarını hisseder. Gördüğü genç kadın ve yanında belli belirsiz çocuk sülieti kime ait sorusunu defalarca aklından geçirmesine rağmen doğru cevabı bulamaz. Geçmişten mi, yoksa gelecekten mi bir işaretti bu hayalet...
Bu süreçte eve bekçilik eden adam ve kızının da kendisine ait bu evde izinsiz kaldıklarını anlayan Alex, onlara gidin diyemez ve onlarla birlikte evde yaşamaya devam ederken, kendine, hayatına dair sorgulamaları devam etmektedir. Geçmişin anılarına gömülen bu adam neyi arıyordu?
Ve bundan sonrasında neler yaşanacaktı ?
Ve Güneş tutulması hayatlarını nasıl etkileyecekti?
Muhteşem betimlemeleri ile Sır ve Ölmüş Yıldızların Işığında ile tamamlanacak olan üçlemenin ilk kitabı Güneş Tutulması.