"Şeker Portakalı"nın devam kitabının ikincisi Güneşi Uyandıralım. Okudum ve ilk kitabın yerinin bende her zaman daha ayrı olduğunu söylemiştim öyle de oldu, güzel mi evet güzel ama Şeker Portakalı kadar etkilemedi beni desem yeridir. Zeze yine bildiğimiz gibi; hayal gücü yine muhteşem, hayalleri, sevilme ve sevme isteği daim. Burada artık hüzünleriyle beraber biraz daha büyümüş, ailesinin maddi sıkıntıları sebebiyle zengin bir aileye evlatlık olarak verilmiş, yeni ailesiyle arasında bir bağ oluşturamıyor, hayata küskünlüğünün devam ettiği sırada eskileri ona hatırlatacak biriyle tanışıyor, şeker portakalı yerine bir kurbağası var, adı Adam. Zeze'nin engin hayal gücüyle yüreğini yiyen ve yüreğinin yerine yerleşen Adam, sürekli Zeze'ye fikirleriyle, düşünceleriyle yol gösterip arkadaşlık yapıyor, tabi devamında film karakteri olan Maurice Chevalier'i de Babası yapıyor Zihninde kendi kurduğu dünyada yine mutlu, zeki bir öğrencidir aynı zamanda da Dolores'e aşık bir ergen. Tabi bana göre çok değerli öğretmeni Fayolle'yi unutmamak lazım... Zaten yazar Şeker Portakalı'nı da sık sık hatırlatmış bu kitabında, parçalar birleşiyor eksik kalmıyor yani. Güzeldi tavsiye ederim :)