Bitmesin diye az az okuduklarımdandı ve en nihayetinde bittiğinde, kocaman bir sırıtma belirdi yüzümde. Bana kalırsa serinin en maceralı kitabıydı. İnsan sık sık Emma, Jacob ve rahmetlik Abe arasında empati kurmadan edemiyor. Dedene mi kızacaksın, döngü güzeli Emma'ya mı? Kendine mi? Bu kitapta iyiden iyiye Peregrine'e ayar olmaya başladım o da ayrı konu. Tamam her şeyi bilen bir lidersin de çocuk diye hafife alırsan o kadar tuhafı, onlar da başına buyruk estiğini esirgemezler. Simdiiii bu kısımdan sonra yazacaklarım kesinlikle geleceğine emin olduğum bir sonraki devam kitabı için kendime ön okuma olarak hazırlıyorum. Dolayısıyla spoiler içeriyor. Son olaylardan sonra ortalık gölgesel olarak durulur ve bizimkiler Amerika'ya gelirler. Jacob un ailesine ayrı acırım, bu da bir dio not Abe in evinin gizli bölmesini bizimkilerin tesadüfen bulmasının ardından olaylar başlar. Yarım kalan meseleyi halledeceğim diye kahramanlık yapan bizim oğlanın vaylar gelir haline... Bu macerada yeni tanıştığımız önemli iki isim vardır. Biri H diğeri son rüzgar bükücü V. Bir de niye çok önem arz ediyor şimdilik tam olarak çözemediğimiz NOOR.
Bir de Leo denen şahsın Abe için ortaya attığı iddalar iyice soru işareti dolmamızı sağladı...
Heycanla yeni kitabı beklerken yazmadan geçemeyeceğim bir iki şey daha : Kitabı okurken bir yandan da sanki Stranger Thingsin son sezonunu izliyor gibi oldum. Demogorgonlara benzeyen gölgeler, kitapta avm de geçen betimlemeler ve sahneler... Sonra dedim ki iyi bir yönetmenle şu seri bir filme alınsa, ilk filmdeki hayal kırıklıkları olmasa...
