Boris Vian'ın okul çağında başlayıp ölümüne kadar süren yoğun yaşama hırsını, daha oniki yaşındayken kalp yetmezliğinden günlerinin sayılı olduğunu bilmesine ve kısalan hayatının her saniyesini değerlendirmeye zorlamasına bağlayabiliriz.
Günlerin Köpüğü, yazarın New Orleans, 10 Mart 1946 tarihli Önsöz'üyle başlar: "Hayatta önemli olan, her şey hakkında önyargıya varabilmektir. Çünkü, görüldüğü gibi topluluklar haksız ve kişiler her zaman haklıdır. Herhangi bir yaşama kuralı çıkarmamalı bundan: Kurallar deyim şekline dönüşmeden bile bağlanılacak güçte olmalıdır. Varolan iki şeydir aslında: Biri her şekilde ve bütün kızlarla sevişmek, öteki de New Orleans ya da Duke Ellington'un müziği. Geri kalan her şey kaybolmalıdır. Çünkü geri kalan her şey çirkindir ve şu birkaç sayfa bunu doğrulamak için yazılmıştır. Güçlüdür, çünkü yaşanmış bir olayı anlatır. Yaşanmış bir olaydır, çünkü başından sonuna kadar ben düşündüm bunu. Gerçeğin, ısıtılmış ve eğimli bir atmosfer içinde, düzensiz kıvrımları ve bükümleri olan bir yüzey üstüne yansıtılması yoluyla elde edilmiştir. Görüyorsunuz ya, hiç de açıklamakta sakınca görmediğim bir yol, eğer yol varsa."