asla olmak istediğim bütün insanlar olamayacağım ve yaşamak istediğim bütün hayatları yaşayamayacağım. kendimi istediğim bütün becerileri edinecek kadar eğitemeyeceğim. hayatımda mümkün olan zihinsel ve fiziksel tecrübelerin tüm renklerini, tonlarını ve çeşitlerini tatmak ve hissetmek istiyorum. ve korkunç derecede sınırlıyım.
Ne ironik: İntihar eden, zina yapan ya da cinayete kurban giden karakterlerin şairane kişiliklerini yakalıyor ve bir süre sonra onlara bütün kalbimle inanıyorum. Onlar ne dese doğru.
Unutma, ‘aşk’ sözcüğünü anlaşılması güç ve karmaşık bir sözcük olarak görüyorsun ve onun o bir çok anlamı arasından senin için en belirgini ortak zaaflardan doğan savunmasızlıktır.
Çok açıkça, çok çaresizce sevilmeyi, sevebilmeyi istiyorum. Hâlâ çok safım; neyi sevip neyi sevmediğimi az çok biliyorum ama lütfen, bana kim olduğumu sorma. "Tutkulu, bölük pörçük bir kız," belki?
“Onu ne kadar çok sevdiğimi ve nasıl hissettiğimi çok iyi biliyordu ama yine de orada değildi. Bu babamın bana yaptığını düşündüğüm şeyin bir yansıması değil mi?”