Günümüz İnsanına Fususu'l-Hikem
Muhyiddin İbn ArabiGünümüz İnsanına Fususu'l-Hikem Posts
You can find Günümüz İnsanına Fususu'l-Hikem books, Günümüz İnsanına Fususu'l-Hikem quotes and quotes, Günümüz İnsanına Fususu'l-Hikem authors, Günümüz İnsanına Fususu'l-Hikem reviews and reviews on 1000Kitap.
Eğer dikkat edersen, bu görülen vücûdlar, hayali gölgelerdir. Ve sen de, o gölgelerden birisisin ve senin Hakk'la ilişkin, gölgenin sahibiyle ilişkisi gibidir.
.. anlaman gerekir ki sen; (aslında olmayan ama var zannettiğin) bir hayâlsin.
Gölgenin sahibiyle ilişkisi neyse, senin de Hakk' la ilişkin odur.
Ve yine sen zannettin ki âlem, Hakk' ın dışındadır ve kendi başına varlığını devam ettirir. Ama aslında, hiç de öyle değildir.
İnsanların pek çoğu bu dünyada, gözleri kör, kulakları sağır, kalbi hasta ve anlayışları sisli olmaları nedeniyle gerçek varlıklarını kendi nefs perdeleriyle örtmüşlerdir. Öldüklerinde perdeler tamamen kalkar ve böylece gaflet uykusundan uyanırlar. Işte o zaman, tüm âlemin hakîkatinin ne olduğunu açık seçik görüp bilirler.
Bu dünyada böyle bir uykudan uyanmak mümkün müdür? Evet, mümkündür. Bu dünyada insanlar ancak fenâ/yokluk ile "ölmeden önce ölüp" bekâ/Hakk ile dirilince bu uykudan uyanırlar.
Âlem denen varlık, Hakk' ın tecellisinden/açığa çıkıp belirmesinden başka bir şey değildir.
Bütün sayıların aslı/gerçeği (açık olarak görünmese de) "birdir" ve her toplam kendisini oluşturan "gizli birlerin" toplamından oluşmuştur. Bizler, bu "birler" vasıtasıyla sayıları tanıyıp yargıda bulunuyoruz.
Bu değerlendirme ile çeşitli basamaklarda sayılar ortaya çıkar. Bu basamakların içindeki "birler" görünmese de aslında bütün sayılar "birlerin" toplamından ortaya çıkmıştır. (İbn Arabi Hazretleri, "Sayılar Bir'in toplamından ortaya çıkmıştır” derken, varlıkların Allah'ın isimlerinden meydana geldiğini vurgular. Çünkü varlıklar rakamlardaki bir gibi, Allah'ın isimlerinin toplamından meydana gelmişlerdir.)
Sayılarla ilgili bu açıklamalarımızı anlayan kişi, gizli olan Hakk'ın, açıkça görünen halk olduğunu anlar.
Başka bir deyişle; Hakk'tan ayrıymış gibi görünen halk/yaratılmışlar, aynı zamanda, yaratılmışlara benzemekten arınmış olan Hakk'ın aynıdır.
Her insanın dört gözü vardır. Bunlardan ikisi başımızdadır; bunlarla dış dünyayı görüp algılarız. Diğer iki göz ise kalbimizdedir, bunlarla da iç âlemimize ait hisler ve duygularla ilgili olayları görür ve anlarız. Kalb kör olursa basïret de kör demektir.
Basîret: Kalb gözü. Öngörü, sağduyu, duygular üstü bakış, seziş ve görüş kudreti. İdrâk, zekâ, ilim, tecrübe. Başımızdaki gözlere basar, kalb gözlerine de basîret denir.
Basîret: Eşyanın iç yüzünü görmeye yarayan göz.
Tecelli ve görme arasındaki ilgiyi tadarak öğrendiğinde en yüksek zevke ulaşmış olursun. Bu durumda bu dereceden daha yükseğine yücelmek için kendini yorma. Bundan daha yüce bir mertebe yoktur, daha ötesi yokluktur.
Aynaya bakıp bir görüntü gördüğünde, aynanın kendisini de görmeyi bir dene.